Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/2296 E. 2021/10975 K. 23.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2296
KARAR NO : 2021/10975
KARAR TARİHİ : 23.12.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı … vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 17.11.2020 Salı günü davacı vekili … geldi, davalı … taraftan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya ikmal edildikten sonra tekrar gelmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 20/07/2008 tarihinde davalıların murisi …’nun sürücüsü ve işleteni olduğu trafik sigortası bulunmayan aracın tam kusuruyla oluşan kaza neticesi yolcu …’nun malul kaldığını, soruşturma dosyasıyla …’nun tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, …’ya davacı tarafından 20.465,00 TL tedavi gideri ödendiğini, bu nedenle ödediği bedel miktarı kadar aracın kusurlu sürücüsüne ve sorumlulara rücu etme hakları doğduğunu, bedelin davalılardan tahsili için Antalya 9. İcra Müdürlüğü 2009/2581 sayılı dosyasında takip başlattıklarını, ancak davalıların haksız yere itiraz ettiklerini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, ayrıca %40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulüne, bilirkişi raporları ve kusur raporlarına bağlı kalınarak toplam 20.465,01 TL asıl alacağın 24/12/2009 ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten yasal faiz yürütülecek şekilde itirazın iptali ile takibin devamına, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının reddine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; karar davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı … vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
T.C.Anayasası’nın 36/1 maddesinde; “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” düzenlemesine; 6100 Sayılı HMK’nun 27. maddesinde; “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re’sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir. 6100 sayılı HMK’nun 280/1 maddesi “Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir” hükmünü amirdir. Anılan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmış olup tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.
Eldeki dosyada ise aldırılan kusur ve doktor bilirkişi raporu davalı tarafa tebliğ edilmemiştir. Mahkemece, davalı tarafa bilirkişi raporları tebliğ edilip, bilirkişi raporlarına karşı beyan ve itirazda bulunma hakkı verilmeyerek davalı tarafın savunma hakkı kısıtlanmıştır.
Bu durumda mahkemece kusur ve doktor bilirkişi raporunun davalıya tebliği ile rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirmesi hususunda süre verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma hakkının kısıtlanması doğru değildir.Bu husus yerine getirilmeden hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Kabule göre de; … Yönetmeliği’nin 9/1. maddesinde, hesaba başvurulabilecek haller düzenlenmiş olup, anılan maddenin (b) bendinde “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için” Hesaba başvurulabileceği, “Rücû Hakkının Kullanılması” başlıklı 16. maddesinde ise; hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle; zorunlu sigorta yaptırmayan veya geçerli teminat tutarları üzerinden zorunlu sigortaları yaptırmayan kişilere, rücû edileceği hükme bağlanmıştır.
Anılan Yönetmelik hükümlerine göre; … kaza tarihinde zorunlu sigorta yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için ödeme yapabilecek ve ödeme yaptıktan sonra sigorta yaptırmayan kişilere rücu hakkını kullanabilecektir.
Somut olayda ise; davacı … olay tarihinde trafik sigortası bulunmayan, davalılar murisinin maliki, sürücüsü olduğu aracın karıştığı ve murisin tam kusurlu olduğu kaza nedeniyle yaralanan 3. kişiye ödenen tedavi giderinin, itirazın iptali şeklinde davalılardan rücuen tazminini talep etmiştir. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; kazanın 20/07/2008 tarihinde meydana geldiğini, kazaya karışan 07 KB 666 plakalı aracın önceki maliki tarafından Mapfre Sigorta A.Ş. nezdinde 10/09/2007- 10/09/2008 tarihlerini kapsayan zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesinin bulunduğunu, poliçenin kaza tarihinde geçerli olduğunu, davacı vekili ise temyize cevap dilekçesinde; ekte sunduğu trafik kaydına göre, aracın noter satış tarihinin 23/06/2008, kaza tarihinin ise 20/07/2008 olduğunu, poliçe genel hükümleri c-4 maddesine göre 2918 sayılı Yasanın 94 maddedeki 15 günlük süre geçtiğinden eski poliçenin hüküm ifade etmeyeceğini, davalılar murisi …’nun ise HDI sigorta A.Ş. nezdinde yaptırdığı trafik sigortası poliçesinin mebdeiden iptal edildiğini beyan etmiş, dilekçe ekinde ayrıca; üzerinde elle “poliçe mebdeiden iptal” yazısı bulunan tramer kaydını sunmuş olup; mahkemece, davacı tarafça … poliçesi bulunmadığı iddia olunan kazaya karışan 07 KB 666 plakalı aracın, kaza tarihini kapsar geçerli … poliçesi bulunup bulunmadığı, davacı … Hesabının basiretli bir tacir gibi hareket ederek, 3. kişilere ödeme yaparken kazalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası olup olmadığı hususunda yeterli araştırma yapıp yapmadığı hususlarında yeterli inceleme yapılarak, varılacak sonuca göre yapılan ödeme nedeniyle davalıya husumet yöneltilmesinin mümkün olup olmadığı tartışılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı … yönünden BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı … yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’ya geri verilmesine, 23/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.