Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/21634 E. 2022/17198 K. 19.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/21634
KARAR NO : 2022/17198
KARAR TARİHİ : 19.12.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı … Uyuşmazlık Hakem Heyetince davanın usulden reddine dair verilen karara davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine … tarafından 18.07.2021 tarih 2021/İHK-22430 sayılı davacı vekilinin itirazlarının reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

K AR A R

Davacı vekili, 22.03.2018 tarihinde müvekkilinin yolcu olduğu aracın karıştığı çift taraflı trafik kazasında yaralandığını ve malul kaldığını, sigorta şirketi tarafından bir kısım ödeme yapıldığını ancak yapılan ödeme sonrası maluliyette artış olduğunu, artan maluliyet nedeniyle oluşan zararın giderilmesi bakımından sigorta sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak başvuruya olumlu yanıt verilmediğini iddia ederek, oluşan zararların tazmini için açtığı belirsiz alacak davası ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 41.000,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacıya ödeme yapıldığını, zararın karşılandığını, davacının müvekkili sigorta şirketini ibra ettiğini, talebin reddini savunmuştur.
Sigorta … tarafından, talebin usulden reddine karar verilmiş; karara davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
Sigorta … tarafından, davacı vekilinin itirazlarının reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklı sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Bu nitelikleri gereği de eksiklik bulunması halinde tamamlanabilir olup olmadıklarına göre ve HMK’nın 114 ile 115. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında ele alınmaları gerekir. Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, HMK’nın 115/2. maddesi gereği eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmelidir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi ya da üniversitelerin adli tıp bölüm başkanlıklarının, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01.09.2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01.06.2015 tarihinden sonra Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e, 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik’e uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca hazırlanan 04/01/2021 tarihli raporda; davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümleri uyarınca % 44 olarak tespit edilmiştir. Ancak kaza maluliyet oranının tarihi olan 22.03.2018 itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre tespiti gerekmektedir. Hakem Heyetince kaza tarihi itibariyle yürülükte olmayan yönetmelik hükümlerine göre maluliyet belirlemesi ve maluliyet artışına yönelik herhangi bir tesbit bulunmaması nedeniyle raporun usule uygun olmadığı gerekçesiyle eksik inceleme ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bu durumda, yukarıda belirtilen hukuki düzenlemeler ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/23 maddesinde kanunda hüküm bulunmayan hallerde HMK hükümlerinin sigortacılıktaki tahkim hakkında da kıyasen uygulanacağının, HMK’nın 431. maddesinde hakem heyetinin bilirkişi seçimine karar verebileceğinin düzenlenmiş olmasına göre, İtiraz Hakem Heyetince, davacının tüm tedavi evraklarının dosyaya temini, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde sigorta şirketince yapılan ödemeden sonra davacının maluliyetinde artış olup olmadığının değerlendirilmesi suretiyle maluliyet oranının belirlenmesi için yeniden rapor alınması, akabinde aktüer bilirkişiden rapor alınarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile … kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.