Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/20893 E. 2022/16039 K. 01.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/20893
KARAR NO : 2022/16039
KARAR TARİHİ : 01.12.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında … … tarafından verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, davacının yolcusu olduğu, davalıya trafik sigortalı aracın tek taraflı kazasında davacının yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
… Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın reddine karar verilmiş, anılan karara davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davacı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş, karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeni ile tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya trafik sigortalı aracın tek taraflı kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp tazminat talebinde bulunmuş, hakem heyetince araç sürücüsünün meydana gelen kazada kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Karar, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir.
Motorlu aracın işletilmesinden doğan hukuki sorumluluk bakımından esas itibariyle araç sürücüsünün kusurlu olması aranmaz. Bu sebeple, kural olarak, KTK m. 85/1’den doğan sorumlulukta kusur incelemesi yapılmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Bununla beraber, uygulamada bir kusursuz sorumluluk olan tehlike sorumluluğunun özü hiçe sayılarak bu hükmün uygulanması neticesinde belirlenecek tazminat taleplerinde sorumlu işletenin/teşebbüs sahibinin kusurunun bulunmadığından bahisle tazminattan sorumlu olunmadığının ileri sürülmesi ya da kusurunun hafifliği gerekçe gösterilerek tazminatta indirim talep edilmesi kabule şayan değildir. Sigorta şirketi ise, KTK m. 91 gereğince yaptığı zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesi ile işletenin KTK m. 85/1 gereğince ortaya çıkacak olan kusursuz sorumluluğunu üstlenmekte ve ortaya çıkan zararı belirli limitlerle karşılamayı taahhüt etmektedir. Dolayısıyla şartları gerçekleştiğinde sorumluluğunun doğması bakımından sigorta şirketi, işletenin kusurunun bulunup bulunmadığına bakılmaksızın sorumlu tutulacaktır.
Bu durumda motorlu aracın işletilmesi sırasında bir zarar ortaya çıktığında zarar gören, belirlenen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıdan tazminat talebinde bulunabilecektir. Buna göre, bir motorlu aracın işletilmesi sırasında bir zararın meydana geldiği durumlarda zarar gören, farklı hukuki sebeplerle hem işletene hem de araca yönelik zorunlu sigortayı sağlayan sigorta şirketine zararının tazmin edilmesi amacıyla başvurabilmektedir.
Somut olayda davacı, davalıya trafik sigortalı araçta yolcu iken aracın trafik akışı içinde seyri sırasında ani fren yapması sonucunda araç içinde kolunun üzerine düşerek yaralanmıştır. Aracın işletilme halinde olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Davacı yolcu olup trafik akışı içerisinde kendisine yüklenebilecek kusuru bulunmamaktadır.
Buna göre tehlike sorumluluğu esasına göre davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu gözetilerek işin esasına girilmesi, davacının da zararın artmasında veya oluşmasında müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı tartışılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.