Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/20866 E. 2022/18067 K. 29.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/20866
KARAR NO : 2022/18067
KARAR TARİHİ : 29.12.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında … … tarafından verilen kararın davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada davacının yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini artırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
… Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile 122.245,41 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, anılan karara itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş, karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Davaya konu kazanın gerçekleştiği tarih (07.12.2019) itibariyle Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik yürürlükte olup, davacının maluliyetinin bu yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gereklidir. Bu yönetmeliğin omurga arazlarına ilişkin bölümde devamlı engellilik raporu verilmeden önce hastada iyileşmenin durduğu son bir senedir herhangi bir düzelmenin olmadığının tespit edilmesi gerektiği düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; kaza sonucunda davacı omurgasından yaralanmış ve oluşan araz nedeni ile malul kalmıştır. Davaya konu kaza ise, 07.12.2019 tarihinde gerçekleşmiş, maluliyet raporu kazadan itibaren bir sene geçmeden (22.07.2020 tarihinde) düzenlenmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle bu raporun karara esas alınmaması gerekir ise de karar tarihi itibari ile bir yıllık bekleme süresinin dolduğu gözetilerek usulüne uygun rapor alınması için davacı tarafa süre verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının yeniden muayenesi de yapılarak kaza nedeniyle maluliyeti oluşup oluşmadığı ve varsa maluliyet oranının, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirlenmesi için, üniversite hastanesinin adli tıp anabilim dalı başkanlığından rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Davalı vekilinin tazminat raporuna yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Gerek beden bütünlüğünün ihlali sonucu meydana gelen zararın hesabında ve gerekse destekten yoksun kalma sürelerinin hesabında zarar görenin ya da müteveffanın veya desteklerin muhtemel (bakiye) ömür sürelerinin hesabına ihtiyaç olmaktadır. Bu süre varsayımsal bir süre olup muhtemel ömür süreleri belirlenirken zarar görenin olay tarihindeki yaşı esas alınarak TRH 2010 tablosuna göre bakiye ömür süresi tespit edilmektedir.
Somut olayda, tazminat miktarının tespitine yönelik alınan aktüer raporunda davacının muhtemel bakiye ömrü hesaplanırken olay tarihindeki yaşı esas alınması gerekirken hesap tarihindeki yaşı esas alınmış olup anılan rapor karara esas alınarak yazılı şekilde tazminata karar verilmiştir. Davalı, kaza tarihi itibari ile ortaya çıkan gerçek zarardan sorumlu olup zararın tespitinde esas alınacak tarih, olay tarihidir. Anılan hesaplama yöntemi yasaya aykırı olup bu nedenle de kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
4-Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
… … tarafından, davanın kabulüne ve kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına tam nisbi vekalet ücretine karar verilmiştir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01./2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesi ile adı geçen Yönetmeliğin 16. maddesine eklenen 13. fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17. maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliği’n 16. maddesinin 13. fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi ve AAÜT’nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 29.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.