Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/20730 E. 2023/642 K. 18.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/20730
KARAR NO : 2023/642
KARAR TARİHİ : 18.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/240 E., 2021/184 K.
DAVA TARİHİ : 16.05.2014
HÜKÜM/KARAR : Reddine

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesince verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesince mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … ile arsa sahipleri … ve … arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalılardan … ile akdedilen 12.10.2009 tarihli harici sözleşme uyarınca kendisine verilecek olan sığınak üstü birinci bodrum kattaki dairenin yükleniciye ait dairelerden olduğunu, harici satış sözleşmesi gereği sözleşmenin akidi olan …’ten satış bedeline ilişkin kesinleşmiş alacağı bulunduğunu, sözleşmeye konu dairenin yükleniciye intikal etmeksizin arsa sahibi olan şahıslarca dava dışı üçüncü kişiye satıldığını, dolayısıyla takip borçlusu …’in mal varlığına dahil edilmeksizin satışının üçüncü kişiye yapıldığını, bu şekilde müvekkilinin zarara uğratıldığını belirterek davalıların nakden tazminle sorumlu tutulmalarını talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … ve … vekili, davacının aynı konu ve sebebe istinaden açmış olduğu İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi nezdindeki davanın müvekkilleri bakımından reddedildiğini, bu ilama istinaden … hakkında başlatılan icra takibinde müvekkillerine gönderilen haciz ihbarnamelerine taraflarınca itiraz edildiğini, ilgili Tüketici Mahkemesi ilamında müvekkilleri açısından davanın husumet yokluğundan reddedildiğini, anılan dava dosyasının bu dava yönünden kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, davacı ile davalılardan … arasında harici bir satış sözleşmesi bulunduğunu, müvekkillerinin bu sözleşmede taraf olmadığını, ilgili Tüketici Mahkemesi dosyasında yüklenicinin edimlerini yerine getirmediği, inşaat projesine aykırı yaptığı, %40 seviyesinde bıraktığı hususlarının tespit edildiğini, yüklenici …’in edimlerini gereği gibi yerine getirmediğinden müvekkillerinin yükleniciye de herhangi bir borcu doğmayacağını, bu hususu def’i olarak ileri sürdüklerini, müvekkillerince üçüncü şahıslara muvazaalı bir devir yapıldığı iddiasını kabul etmenin mümkün olmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılardan ….,…..ve …’in davaya cevap vermedikleri ve duruşmaya da iştirak etmedikleri anlaşılmıştır.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 17.11.2015 tarihli ve 2014/198 Esas, 2015/380 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 06.03.2019 tarihli, 2016/2737 Esas ve 2019/2548 Karar sayılı ilamı ile “…dava konusu gayrımenkulün davalı borçlu tarafından, tapuda arsa malikleri adına kayıtlıyken, davalı … ve …’e vekaleten … tarafından dava dışı Şeyh ….,e devredildiği, 3. kişi ile borçlu arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, Mahkemece öncelikle dava dilekçesi ve duruşma gününün dava dışı borçlu …..,’e tebliği ile bu şekilde taraf teşkilinin tamamlanması ve Şeyh ….. ile davaya devam edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetli olmadığı belirtilmiş, kabule göre de; mahkemece alacağın doğum tarihi olarak İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi’nin verdiği kararın kesinleşme tarihi olan 24.06.2014 tarihinin dikkate alınması, davalı borçlu ile dava dışı 3. şahıs …’e satış tarihi olan 18.12.2009 da gayrımenkulün devredildiği tarihte davacı alacaklının alacağının henüz doğmadığı belirtilmişse de davacı alacaklı ile davalı … arasında imzalanan ve tüketici mahkemesine konu edilen satım sözleşmesinin tarihinin 12.10.2009 olduğu dikkate alınmaksızın karar verilmesi ve bu tarihin borcun doğumu olarak kabul edilmediğinin nedenleri gerekçede belirtilmemesi de doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde; 12.10.2009 tarihli harici satış sözleşmesine göre davacının kendisine satışı vadedilen bağımsız bölümü 18.12.2009 tarihinde 20899 yevmiye sayılı satış işlemi ile tapuda arsa malikleri adına kayıtlıyken, davalı … ve …’e vekaleten … tarafından dahili davalı …’e devredildiği yüklenici ile arsa sahipleri arasındaki anlaşma gereğince bu bağımsız bölümün yükleniciye ait olması gereken bağımsız bölüm olduğundan doğrudan arsa maliki tarafından verilen vekaletname ile 3.kişiye devir yapıldığı arsa sahibinin yükleniciye vermesi gereken tüm dairelerin devirlerinin bu şekilde yapıldığı davalıların davalı borçlunun ızrar kastı ile hareket ettiğini bilecek durumda kişilerden olmadığı davacının taşınmazın tapuda devralan kişilerden bir talebi olmadığı arsa sahibi davalılar ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapan davalıdan talepte bulunduğu bu davalılar açısından dosyada İİK hükümleri doğrultusunda tasarrufun iptali ve tazmin koşulları ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilli temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, davanın İİK 277 ve devamı maddelerine göre değerlendirilmediğini, davalıların iyi niyetli olduklarını ispatlamaları gerektiğini, müvekkilin borcunun ödenmemesi sebebi ile … ve … mirasçılarının borçtan sorumluluklarının bulunduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılar arasındaki tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3/2 maddesi delaletiyle uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428, 438 ve 439 uncu maddeleri,

2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’un 277 ve devamı maddeleri,

3. Değerlendirme
1. Mahkemenin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekillinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.