Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/20704 E. 2022/11515 K. 05.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/20704
KARAR NO : 2022/11515
KARAR TARİHİ : 05.10.2022

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 05/10/2022 Çarşamba günü davacılar vekili Avukat…. geldi, davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili dinlendikten sonra dosya incelendi gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacılar vekili, davalı … şirketinin trafik sigortacısı olduğu aracın sürücüsü olan desteğin tek taraflı trafik iş kazası nedeniyle vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle talebini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı çocuklar için 6.000,00’er TL , davacı eş Kader için 21.000,00 TL olmak üzere toplam 51.000,00 TL ye yükseltmiştir.
Davalı vekili kazanın karayolunda gerçekleşmediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, olay yerinin K.T.K. 2. maddesine göre karayolu veya karayolu sayılan yerlerden olmadığından K.T.K.’nın uygulanma yeri olmadığı, olayın bir hizmet akdi ile yapılan bir iş sırasında karayolu dışında meydana gelmesi nedeni ile olayın bir trafik kazası olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Adana Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 2. maddesinde bu kanunun, karayollarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da kanunun uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Bu bağlamda, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile, erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, kararyolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu kanun hükümlerinin uygulanacağı; bu haliyle, toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirtilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler gereğince kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur.
Somut olay, desteğin sürücüsü olduğu aracın damperinden yük boşaltım işini yaparken aracın devrilmesi neticesinde meydana gelmiştir.
Yukarıda da açıklandığı üzere; Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, karayolu sayılan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. (HGK’nın 28/09/2011 tarihli 2011/17-499 Esas 2011/557 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
2918 sayılı KTK’nun 2. maddesi gereğince karayolu bağlantısı olan yerlerde, kazanın meydana geldiği yer karayolu sayılan yerlerdendir. Tüm dosya kapsamına göre iş kazasının gerçekleştiği yerin araçla giriş çıkışların yapıldığı yükleme ve boşaltma yapılan bir yer olup karayoluna bağlantılı karayolu sayılan yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, zararın teminat kapsamında olduğu kabul edilerek toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi doğru olmayıp , Bölge Adliye Mahkemesince de bu hususa yönelik davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru olmayıp hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA; HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 8.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 05/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.