Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/20171 E. 2022/16583 K. 08.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/20171
KARAR NO : 2022/16583
KARAR TARİHİ : 08.12.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı … Uyuşmazlık Hakem Heyetince davanın kabulüne dair verilen karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine … tarafından verilen 31.05.2021 tarih 2021/İHK-16389 sayılı itirazın reddine dair kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili; müvekkilinin sürücüsü olduğu motosiklet ile davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, 03.02.2019 tarihinde karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucu müvekkilinin yaralandığını ve iş gücü kaybının oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.000,00 TL sürekli iş göremezlik, 500,00 TL geçici bakıcı gideri tazminatı ve 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 14.01.2021 tarihli bedel artırım dilekçesiyle dava değerini 192.705,00 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
… Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davanın kabulü ile 186.208,00 TL sürekli iş göremezlik, 8.466,00 TL geçici iş göremezlik ve 3.031,00 TL geçici bakıcı gideri olmak üzere toplam 197.705,00 TL maddi tazminatın 31.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince, davalının itirazlarının reddine karar verilmiştir. … kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Sigorta … kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; 03.02.2019 tarihli kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalının, 26.02.2020 tarihli raporu hükme esas alınmış olup bu raporda, davacının maluliyeti Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre % 19 olarak belirlenmiştir.
Ne var ki 03.02.2019 kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte olup hükme esas alınan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 26.02.2020 tarihli raporun, mevzuata uygun düzenlenmediği ve belirtilen maluliyet ile kaza arasındaki illiyet bağının da kurulamadığı anlaşılmıştır. Bu yönüyle maluliyet oranı tespitine ilişkin bu rapor, hükme esas alınmaya elverişli olmadığından maluliyetin belirlenmesi konusunda yapılan araştırma yetersizdir.
Bu durumda, İtiraz Hakem Heyetince, (temyiz edenin sıfatına göre davacı tarafından kararın temyiz edilmediği de dikkate alınarak, usuli kazanılmış haklar gözetilerek) davacının maluliyet oranının tespiti için, davacının yaralanmasına ilişkin tüm tıbbi belgeler dosyaya getirtilerek Adli Tıp Kurumu’ndan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından davacının maluliyet durumuna ilişkin kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun, kaza ile maluliyet arasında illiyet bağının kurulduğu yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3)Dosya kapsamından; kaza tespit tutanağında davalı taraf sürücüsünün şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymadığı, davacının kusurunun bulunmadığı belirtilmekle Hakem Heyetince davalı tarafın %100 kusurlu olduğunun kabulü ile zararın hesap edildiği, davalı vekilinin kusura yönelik itirazları doğrultusunda kusur raporu alınmadan hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.
6100 Sayılı HMK 266 ve takip eden maddeleri uyarınca mahkemece, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşü alınarak karar verilmelidir. Trafik kazasında sürücülerin kusur oranlarını belirlenmesi uzmanlık gerektiren konulardandır. Bu sebeple eksik incelenme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince, İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan oluşturulacak heyetten kusur oranları arasında oluşabilecek çelişkiyi de giderecek mahiyette, uzlaştırıcı, denetime açık, ayrıntılı ve kusur oranlarının belirtildiği rapor aldırılarak sonucuna göre karar vermesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
4) 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 17/2. maddesi gereği davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5’i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile … kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 08.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.