YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/20106
KARAR NO : 2022/16559
KARAR TARİHİ : 08.12.2022
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında … … tarafından verilen kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada davacının yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 15.400,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini artırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
… Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulüne karar verilmiş, anılan karara itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile hakem heyeti kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile 134.526,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, 19.811,28 TL geçici iş göremezlik tazminatının, 5.116,80 TL bakıcı giderinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarara dayalı iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda davacıda oluşan maluliyet oranının tespitine yönelik olarak düzenlenen raporda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranının %16 olduğu, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranının %10.7 olduğu belirlenmiş, aktüer raporunda tazminat hesabı yapılırken %16 maluliyet oranı esas alınmış, hakem heyetince de rapor esas alınarak karar verilmiştir. Varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemekte olup hatalıdır.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların kaza tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre düzenlenmesi gereklidir.
Davaya konu kaza tarihi 21.06.2019 olup, kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelik, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliktir. Dosya kapsamında Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun maluliyet oranı belirlenmiş olup hakem heyetince yeni bir maluliyet raporu alınmasına da gerek bulunmamaktadır.
Buna göre, yapılacak iş, İtiraz Hakem Heyetince kaza tarihi itibari ile yürürlükteki Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca belirlenen %10.7 maluliyet oranının esas alınarak aktüer bilirkişiden ek rapor alınıp hasıl olacak sonuca göre, (temyiz eden davalının lehine usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle) karar vermekten ibarettir.
3-Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
… … tarafından, davanın kısmen kabulüne ve kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına tam nisbi vekalet ücretine karar verilmiştir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmelik’in 16. Maddesine eklenen 13. fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17.maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16. maddesinin 13. fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi ve AAÜT’nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
4-Davacı vekilinin tazminat raporuna yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Davacı vekili davacının mikser operatörü olarak çalıştığını, SGK hizmet dökümüne göre gelirinin 4.952,00 TL olduğunu belirterek tazminat hesabında bu gelirinin esas alınmasını talep etmiş, tazminat hesabına yönelik alınan raporda, davacının kaza tarihinden sonra 14.11.2019 tarihinde işten çıktığı gerekçesi ile bu tarihe kadar tazminat hesabında davacının ücret bordroları esas alınmış, işten çıktığı tarihten sonra davacının asgari ücret düzeyinde gelirinin olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmış, hakem heyetince de bu hesaplama karara esas alınmıştır. Varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Somut olayda davacının mikser operatörü olarak çalıştığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacının bedensel zararı nedeniyle uğradığı gerçek zarar miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle davacının gelirinin doğru saptanması gerekir. Davacının kaza tarihinde mikser operatörü olduğu ve asgari ücret üzerinde gelir elde ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Tazminat raporu tarihi itibari ile davacının işten çıkmış olması mesleği mikser operatörü olan kişinin pasif döneme kadar tekrar çalışmayacağı anlamına gelmediği gibi bu meslek grubunda bir kişinin asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceğinin kabulü de hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir. Açıklanan nedenlerle pasif döneme kadar davacının bilinen dönemde davacının işten çıktığı döneme kadar davacının ücret bordrolarının esas alınması, işten çıktıktan sonraki aktif dönem hesabında ise davacının mesleği, yaşı ve o işteki kıdemi esas alınarak asgari ücretten daha fazla gelir elde edeceği kabul edilerek bu miktarın esas alınarak hesaplama yapılmak üzere bilirkişiden ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek üzere de kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre de;
Davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan aktüer raporunda; … Genel Şartları dahilinde %1,8 teknik faiz uygulanarak, işleyecek devre bakımından ise “devre başı ödemeli belirli süreli rant” formülü kullanılarak tazminat hesabı yapılmıştır. Tazminat hesaplamasında, yeni ZMSSGŞ ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih – 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni … Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir ki, esas alınan rapor bu yönüyle de yeterli bir rapor değildir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; tazminat hesabında her ne kadar bakiye ömrün tespitinde kullanılan verilerde TRH-2010 Tablosunun kullanılması gerekir ise de davacı vekilince PMF 1931 Tablosuna göre yapılan hesaplamanın karara esas alınması talep edilmiş olmakla ve … kararına bu yönde itiraz edilmemekle İtiraz Hakem Heyetince, davacı vekilinin talebiyle bağlı kalınarak, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından da “progresif rant” formülü kullanılarak tazminatın hesaplanması gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine 08.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.