Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/20058 E. 2022/17360 K. 20.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/20058
KARAR NO : 2022/17360
KARAR TARİHİ : 20.12.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetinin itirazın reddine dair verdiği kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü;

K A R A R

Davacı vekili, müvekkilinin yolcusu olduğu, davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın tek taraflı trafik kazası yapması sonucu, davacının bedensel zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Yargılama sırasında dava değerini 209.382,65 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince davanın kabulü ile 209.382,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekilince itiraz yoluna başvurulmuştur. İtiraz Hakem Heyeti davalı vekilinin itirazını reddetmiştir. Davalı vekili kararı temyiz etmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Trabzon Fatih Devlet Hastanesince düzenlenen 21.09.2020 tarihli Erişkinler İçin Terör, Kaza ve Yaralanmaya Bağlı Durum Bildirir Sağlık Kurulu Raporuna göre davacının tedavi ile kısmen düzelen anksiyete hastalığından kaynaklı maluliyet oranının %20 olduğu belirlenmiştir.
Anılan bu raporun tanziminde kaza tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerinin esas alındığı anlaşılmaktadır. Davacının anksiyeti bozukluğuna ilişkin maluliyetinin haksız fiil sorumlusunun fiili sonucu oluştuğunun, yani haksız fiil ile maluliyet arasında illiyet bağının bulunduğunun da belirlenmesi sorumluluk açısından zorunludur.
Hükme esas alınan bu raporda davacının psikolojik rahatsızlığına ilişkin olarak kaza ile illiyet bağı kurulacak nitelikte tespitler ve iyileşme gösterip göstermeyeceği değerlendirmesi yapılmadığı görülmüştür. Bu sebeble rapor yetersiz olup karara esas alınması hatalı olmuştur.
Bu durumda İtiraz Hakem Heyeti tarafından; kazayla ilgili eksik kalan tedavi evrakı, özellikle davacının kazadan önceki ve sonraki psikiyatrik şikayetleri ile uygulanan tedaviye yönelik tüm belgelerin (psikiyatri poliklinik kayıtları, reçeteler, ilaç raporları) davacı taraftan sorulup ilgili yerlerden temin edilmesinden sonra, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, davacının muayenesi yapılarak anksiyete bozukluğunun kaza ile illiyetinin olup olmadığı ve ömür boyu devam edip etmeyeceğinin tespiti için en yakın Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalından içerisinde psikiyatri alanında uzman doktorun da bulunduğu heyetten ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5’i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden fazla (nispi tam) vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20.12.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.