Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/19890 E. 2022/16774 K. 12.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/19890
KARAR NO : 2022/16774
KARAR TARİHİ : 12.12.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı … …’nce davanın kabulüne dair verilen karara davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine … tarafından verilen 12/06/2021 tarih, 2021/İHK-17954 sayılı itirazın kısmen kabulü ile … kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne dair kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili; davalıya … poliçesi ile sigortalı aracın 22/02/2020 tarihinde karıştığı trafik kazasında yaya halde olan davacının yaralanarak malül kaldığını belirterek; belirsiz alacak davası olarak, 4.500,00 TL sürekli iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL bakıcı gideri ve 300,00 TL rapor ücretinin temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 08/03/2021 tarihli dilekçe ile talebini 116.026,52 TL’ye artırmıştır.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
… Uyuşmazlık Hakem Heyetince, PMF Yaşam Tablosu kullanılmak suretiyle düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile 98.943,61 TL sürekli iş görelezlik tazminatı, 10.461,15 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 6.621,75 TL bakıcı gideri olmak üzere 116.026,52 TL’nin 09/07/2020 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı … şirketinden tahsiline karar verilmiş, davalı vekilinin karara itirazı üzerine, İtiraz Hakem Heyetince TRH Yaşam Tablosu ve 1,8 teknik faiz uygulanmak suretiyle yapılan hesaplamanın kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle, itirazın kısmen kabulü ile … kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile 93.072,58 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 10.461,15 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 6.621,75 TL bakıcı gideri olmak üzere 110.155,48 TL’nin 09/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
1- Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, kaza tarihi 22/02/2020 olup davacının dosyaya sunduğu Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 23/09/2020 tarihli raporun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre tanzim edildiği belirtilerek %17 oranında sürekli özür oranı olduğu belirtilmiştir.
Karara esas alınan raporun, kaza tarihi olan 22/02/2020 tarihinden 7 ay sonra tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Oysa ki; Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik eki cetvellerine göre, alt ekstremite sorunlarında engellilik durumunun kişinin mevcut durumuna göre belirlenmesi gerektiği, kişinin özür durumunun zaman içinde değişebilme ihtimali varsa raporun süreli verilmesi gerektiği, devamlı engelllik raporu verilmeden önce, hastada iyileşmenin durduğu, son bir senede düzelme olmadığı tespit edilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen yönetmeliğin eki cetvellerinde belirtilen söz konusu süre beklenmeksizin tanzim edilen rapora dayalı karar verilmiştir. Rapor bu nedenle de denetime elverişli değildir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı tarafından ibraz edilen 23/09/2020 tarihli maluliyet raporunun her ne kadar kaza tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak hazırlandığı belirtilmiş ise de ekindeki cetvellere uygun biçimde tanzim edilmediği anlaşıldığından; Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik eki cetvellerinde belirtilen süre şartlarına uyulmak suretiyle, usulüne uygun, denetime ve karar vermeye elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla, tedaviye ilişkin tüm belgeler getirtilerek, davacının yerleşim yerine en yakın yetkili kurumda bizzat muayenesi gerçekleştirilerek yeni bir rapor alınıp hasıl olacak sonuca göre (temyiz eden davalının lehine usuli kazanılmış haklar da gözetilerek) karar verilmesi amacıyla kararın bozulması gerekmiştir.
2-Olay tarihinde düzenlenen kaza tespit tutanağında; davalının sigortaladığı araç sürücüsüne hızını kavşaklara, tünellere girerken azaltmaması nedeniyle tam kusur izafe edilmiştir. Hakem heyetince alınan ve hükme esas alınan kusur raporunda ise; davalıya sigortalı araç sürücüsünün % 75 kusurlu olduğu, davacı yayanın %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince; kaza tespit tutanağı ile hakem heyetince alınan rapor arasındaki kusur dağılımına ilişkin çelişkilerin giderilmesi yönünde uzman bilirkişi kurulundan, önceki raporların da irdelendiği, denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davalı vekilinin anılan yöne ilişkin itirazlarının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30.maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmeliğin 16. maddesine eklenen 13. Fıkra uyarınca tarafların
avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17.maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
Açıklanan nedenlerle; …’nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği göz önüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi ve AAÜT’nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1, 2 ve 3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle … … kararının BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.