Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/19834 E. 2022/17517 K. 22.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/19834
KARAR NO : 2022/17517
KARAR TARİHİ : 22.12.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Davacı … vekili Av. … tarafından, davalı …. aleyhine 06.11.2020 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen 10.03.2021 günlü kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının vekalet ücreti yönünden kabulüne dair verilen 28.05.2021 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R

Davacı vekili, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan araç sürücüsü ile davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araç arasında meydana gelen çift taraflı trafik kazası sonucunda davacının yaralandığını ve % 5 oranında malul kaldığını belirterek; 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; yargılama sırasında talebini 101.799,20 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
… Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulü ile 101.799,20 TL sürekli iş görömezlik tazminatının 16/06/2020 tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; davalı vekili tarafından karara itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince, vekalet ücreti yönünden itirazın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerekçeye, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51. maddesinde, hâkimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; aynı kanunun 52. maddesinde ise zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.
Davalı taraf, başvuranın olay tarihinde 11 aylık olduğunu ve arka koltukta çocuk koltuğunda seyahat etmesi gerekirken çocuk koltuğu olmadan seyahat ettiğini belirterek müterafik kusurlu olduğunu savunmuştur.
Dosya arasında bulunan soruşturma evrakları incelendiğinde; davacı …’nün kaza tarihinde 11 aylık olup yolcu olduğu aracın ön sağ koltuğunda annesi Bilgen Sülü’nün kucağında seyahat ettiği anne Bilgen Sülü’nün beyanlarından anlaşılmaktadır.İtiraz Hakem Heyetince, 03/02/2017 doğumlu olan davacı …’nün kaza tarihinde 11 aylık olup çocuk koltuğunda oturup oturmadığı hususunun belli olmadığı, dosyadaki belgelerin incelenmesinde emniyet kemeri takmadığını kabule elverişli herhangi bir delil sunulmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin bu yöndeki itirazın reddine karar verilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin sürücülerin ve yolcuların koruyucu tertibat kullanma mecburiyeti başlıklı 150. maddesinde “M1, M1G, N1, N1G, N2 ve N3 sınıfı araçlarda 150 cm’den kısa ve 36 kg’ın altındaki çocukların taşınması sırasında çocukların ağırlığına uygun bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan çocuk bağlama sistemlerinin kullanılması zorunludur. Ancak, 135 cm’den uzun çocuklar çocuk bağlama sistemleri yerine ön koltukta oturmamak şartıyla diğer koltuklardaki emniyet kemerlerini kullanabilirler.” şeklinde düzenlenme bulunmaktadır. Davacı …’nün kaza tarihinde 11 aylık olduğu dikkate alındığında araç içerisinde yolculuk yaptığı esnada yönetmelik maddesinde açıklandığı üzere özel donanımlı tertibatla taşınması gerektiği aşikar olup bu hususta gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü velayet hakkı kapsamında araç sürücü olan davacı babaya aittir.
Dosya içerisindeki belge ve bilgiler dikkate alındığında, davacının yolcu olduğu aracın kaza yapması sonucu Dicle Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 16/03/2020 tarihli raporda; yaralanmasının sol femur alt uç kırığı, AC kontüzyonu ve plevral efüzyon olarak belirlendiği ve maluliyetin oranının % 5 olarak tespit edildiği, davacının yaşı itibarıyla bu hususlara yönelik tedbirleri alma yükümlülüğünün araç sürücüne ait olduğu anlaşıldığına göre müterafik kusurun varlığının kabulü gerekmekte olup mahkemece hesaplanan tazminattan uygun bir miktar indirim yapılması gerekmektedir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bentte belirtilen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile … kararının BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 21,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 22.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.