Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/1923 E. 2021/4711 K. 15.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1923
KARAR NO : 2021/4711
KARAR TARİHİ : 15.09.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin davalı …’dan alacaklı olduğunu, davalı borçlu aleyhine Ankara 8.İcra Müdürlüğü’nün 2008/13728 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, adına kayıtlı İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde kayıtlı bulunan gayrımenkuldeki 1/3 hissesini kardeşi olan diğer davalı …’a devredildiğinin ondan da kız kardeşlerinin kocası olduğu beyan edilen diğer davalı …’ne devredildiğinin tespit edildiğini beyan ederek, davalılar arasındaki tasarrufun iptaline, icra dosyasından cebri icra yetkisi verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı … vekili davanın reddini talep etmiş, diğer davalıların dosyaya beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2008/13728 sayılı icra takip dosyasında talimat yoluyla borçlu adresinde iş yerinin terk edildiğine ilişkin düzenlenen haciz tutanağının aciz vesikası hükmünde kabul edilemeyeceği, davalı borçlu hakkında kat’i veya geçici aciz vesikasının sunulmadığı anlaşılmakla, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK’nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasında ve hatta hükmün Yargıtay’ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı vardır.
Somut olayda borçlu davalının dava dosyasının dayanağı olan Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2008/13728 sayılı dosyasında takip talebinde yer alan adresinin “Umurbey Mahallesi, … Cad. … İş Merkezi, K:1 Afyon” olduğu, Afyonkarahisar 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009/255 Tal sayılı dosyadan alınan talimat gereğince 12.08.2015 tarihinde haciz işlemi yapıldığı, söz konusu adresin davalı borçlunun eskiden kullandığı iş yeri adresi olduğu, icra dosyasından bu adrese yapılan tebligatların da iade geldiği, 16.10.2009 tarihinde “Hacı … Mah. … Sok No:… Merkez/Afyon” adresinde yapılan haciz işleminde ise davalı borçluya ait menkul mal kaydına rastlanmadığı, ancak beyana göre bu adresin davalı borçlunun annesine ait olduğu, davalı borçlunun bu adreste ikamet etmediğinin beyan edildiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde yer alan davalı borçlunun Afyon 7. Noterliği’nin 00365 yevmiye nolu vekaletnamesinde de “… Mah. … Sok. No:… Merkez/Afyon” adresini beyan etmiş olmasına, bu adrese haciz işleminin yapılmış bulunmasına ve dosyadan bir kısım tebligatların yapıldığı anlaşılan Organize San. … Cadde …. Sok. No:9 Afyon adresinde yaptırılan kolluk araştırmasında da bu adreste de davalı borçlunun bulunmamış olmasına göre davalı borçlu için tapu, trafik ve bankalara yazılan haciz yazılarından da borçlu adına kayıtlı mal olmadığının anlaşılmasına göre 16.10.2009 tarihli haciz tutanağının İİK 105.madde anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu kabul edilerek davanın esasına girilmesi, taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.