Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/18867 E. 2022/14848 K. 17.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/18867
KARAR NO : 2022/14848
KARAR TARİHİ : 17.11.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında … tarafından verilen karara taraf vekillerince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetinin 10.05.2021 tarih ve 2021/İHK-13261 sayılı itirazların kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen kararının süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü;

K A R A R

Davacı vekili, 20.06.2014 tarihinde müvekkilinin sürücüsü olduğu motosiklet ile davalıya trafik sigortalı aracın yapmış olduğu trafik kazasında davacının yaralandığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 4.800,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 200,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 5.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.02.2021 tarihli dilekçesi ile talebini 76.874,08 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davanın kısmen kabulü ile %20 müterafik kusur indirimi yapılarak 2.097,96 TL geçici iş göremezlik, 59.401,28 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 61.499,24 TL’nin 12.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince itiraz yoluna başvurulmuştur.
İtiraz Hakem Heyetince; sigorta şirketi vekilinin TRH 2010 Yaşam Tablosuna ve sigortacı lehine vekalet ücretine ilişkin itirazlarının kabulüne, davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin olan itirazının kabulüne, taraf vekillerinin diğer itirazlarının reddi ile … kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile 49.200,00 TL tazminatın 12.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiş; karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerekçelere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Trafik kazası sonucu bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak iş gücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir tespit olduğundan gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu nedenle yapılan bilimsel çalışmalar sonucu “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi ve yargı mercileri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından Dairemizce de tazminata esas bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosu’nun kullanılmasının uygun olacağına karar verilmiştir.
Öte yandan Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli ve 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90 ıncı maddesindeki Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (…) Genel Şartlar’a yapılan atıf hükmü iptal edilmiştir. Söz konusu iptal kararı sonrası, … Genel Şartlar ve ekindeki cetvellerle getirilen ve iş gücü kaybı tazminatının hesaplanmasında uygulama alanı bulan %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülünün uygulanması artık mümkün değildir. Tazminatın, %1,8 teknik faiz uygulanmadan, Yargıtayın yerleşik uygulamaları ile kabul edilen progresif rant formülü kullanılarak hesaplanması gerekir.
Somut olayda; davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve … tarafından da karara esas kabul edilen aktüer raporunda; PMF Yaşam Tablosu’na göre tazminat hesabı yapıldığı; davacı vekilinin de alınan bu rapor doğrultusunda talebini ıslah ettiği, bu karar karşı davacı vekili tarafından yapılan itirazda tarafların kusur durumuna, müterafik kusur indirimi uygulanmasına ve vekalet ücretine itiraz ettiği görülmektedir. Şu durumda davacı vekilinin PMF yaşam tablosu ve progsrasif rant formülüne göre yapılan hesaplama doğrultusunda talebini ıslah etmesi ve yapılan hesaplamaya itiraz etmemesi karşısında; PMF’ye göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yöntemine göre yapılan 30.01.2021 tarihli hesaplama doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre %1,8 teknik faiz ile hesaplama yapılarak istemin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmelik’in 16. maddesine eklenen 13. fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17. maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
Açıklanan nedenlerle; …’nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16. maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi ve AAÜT’nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen nedenle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile … kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ve davacıya geri verilmesine 17/11/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.