Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/18825 E. 2021/8404 K. 08.11.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/18825
KARAR NO : 2021/8404
KARAR TARİHİ : 08.11.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili ve davalı … … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Dava; İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 15/04/2019 tarih, 2016/10179 Esas ve 2019/4782 Karar sayılı bozma ilamında; “dava konusu 15856 parsel 3 nolu bağımsız bölüm için, bağımsız bölüm maliki …’nın davalı … ile 11/08/2010 tarihli harici protokol ile birlikte söz konusu bağımsız bölümü satın aldığı, ancak daha önce yapılmış olan protokolün bağlayıcı nitelikte olmadığı, gayrimenkul satışlarının resmi şekilde yapılmasının asıl olduğu dikkate alınarak tapudaki satış tarihi olan 10/07/2012 tarihinin tasarruf tarihi olarak kabul edilmesi gerekirken, mahkemenin gerekçesinde yazılı olduğu üzere 11/08/2010 protokol tarihinin esas alınmasının doğru olmadığı belirtilerek tasarrufun borcun doğumundan sonra olduğu kabul edilip işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davacılar …’in birleşen dosyada ve …’nun asıl dava dosyasında dava konusu yapılan Saraycık Mahallesi 1178 parsel 3 nolu bağımsız bölüme yönelik davalılar … ve … aleyhine açtıkları davaların HMK 114/2,115/2 maddeleri uyarınca ön şart yokluğu nedeniyle usulden ayrı ayrı reddine, davacılar …’in birleşen dosyada ve …’nun asıl dava dosyasında dava konusu yapılan Çekmece Mahallesi 15856 parsel zemin kat 3 nolu bağımsız bölüme yönelik davalılar
…, … aleyhine açtıkları davaların kabulü ile, Hatay 1. İcra Müdrülüğü’nün 2012/6265E. ve Hatay İcra Müdürlüğünün 2014/39557 Esas sayılı takip dosyalarındaki alacak ve fer’ilerini geçmemek kaydıyla bahsi geçen dosyalardan alacağın tahsili için haciz ve satış isteme yetkisi tanınmasına, davacılar …’in birleşen dosyada ve …’nun asıl dava dosyasında dava konusu yapılan Çekmece Mahallesi 15856 parsel bodrum kat 2 nolu bağımsız bölüme yönelik 4. İyiniyetli kişi olduğu anlaşılan … aleyhine açtıkları davaların ayrı ayrı reddine, davacılar …’in birleşen dosyada ve …’nun asıl dava dosyasında dava konusu yapılan Çekmece Mahallesi 15856 parsel bodrum kat 2 nolu bağımsız bölüme yönelik olarak davalı …’in söz konusu taşınmazın elinden çıkardığı tarihteki rayiç değeri olan 34.080,00 tl nakdi tazminatın (davacı mustafanın Hatay 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/6256 esas ve birleşen dosya davacısı …’in Hatay İcra Müdürlüğü’nün 2014/39557 esas sayılı takip dosyalarındaki alacak ve fer’ilerini geçmemek kaydıyla) davalı …’ten tahsili ile davacılara verilmesine, davacılar …’in birleşen dosyada ve …’nun asıl dava dosyasında dava konusu yapılan Çekmece Mahallesi 15856 parsel 1.kat 8 nolu bağımsız bölüme yönelik olarak davalı …, …, …, … aleyhine açılan davanın kabulü ile bu bağımsız bölümün davalılar tarafından birbirlerine satış yoluyla temlik etmesi şeklindeki tasarruflarının davacı …’nın Hatay 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/6256 esas ve birleşen dosya davacısı …’in Hatay İcra Müdürlüğü’nün 2014/39557 esas sayılı takip dosyalarındaki alacak ve fer’ilerini geçmemek kaydıyla ve bu miktarla sınırlı olmak üzere iptaline, davacılara bu taşınmaz üzerinde cebri icra hak ve yetkisi tanınmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili ve davalı … … tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı … vekili ve davalı … …’in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptal istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık”nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak
iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Mahkemece; bozma ilamına konu edilen dava konusu Çekmece Mahallesi 15856 parsel zemin kat 3 nolu bağımsız bölüm yönünden, taşınmazın devir bedeli ile gerçek bedeli arasındaki fahiş fark ve …’nın dava konusu taşınmazı alabilecek maddi güce sahip olmaması anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Tapudaki satış bedeli dışında yapılan ödemelerin davalı 3.kişi tarafından devir tarihi veya devir tarihine yakın tarihli banka hesap hareketleri, banka ödemesi, kredi kullanımı gibi delillerle ispatlanması mümkün olup bu belgelerdeki meblağların tapudaki bedele eklenerek bedel farkının varlığının buna göre değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda; dava konusu Çekmece Mahallesi 15856 parsel zemin kat 3 nolu bağımsız bölüm 30.000,00 TL bedelle davalı borçlu tarafından davalı 3.kişi …’ya 10/07/2012 tarihinde tapuda devredilmiş; bilirkişi tarafından bu taşınmaz için 60.000,00 TL rayiç değer belirlenmiştir. Davalı 3.kişi … ise; aslında taşınmazı 65.000,00 TL’ye satın aldığını, eşinin Arabistan’da çalıştığını, bu nedenle elinde Arabistan Riyali bulunduğunu ve tapuda ödenen bedel dışında 26/06/2012 tarihinde bu Arabistan Riyallerini bozdurarak taşınmaz için ödediğini beyan etmiş olup, bu konuda 26/06/2012 tarihinde 55.080,00 Arabistan Riyalinin karşılığı olarak 25.065,04 TL aldığına dair makbuz örneklerini dosyaya sunmuştur. Bu durumda mahkemece bu miktarın tapuda ödendiği ispatlanan miktara eklenmesi düşünülerek mislini aşan fark bulunup bulunmadığı hususunun buna göre değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
3-Yargıtay tarafından bozulan bir hüküm, temyiz etmeyen taraflar bakımından ilk hali ile kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla; kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur.
Somut olayda, dava konusu edilen Çekmece Mahallesi 15856 parsel zemin kat 3 nolu bağımsız bölüm yönünden mahkemece bozmadan önce verilen kararda asıl ve birleşen dava reddedilmiş, hüküm asıl davada davacı … tarafından temyiz edilmiş ve sözü edilen taşınmaz yönünden bu davacı yararına bozulmuştur. Birleşen dosyada davacı … temyiz yoluna başvurmadığına göre hükmün bozma kapsamı dışında kalan yönleri, temyiz süresinin sona erdiği tarihte kesinleşmiştir. Bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada, kesinleşen kısımlar hakkında hüküm kurulamaz. Yalnızca bozulan kısımlar hakkında inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekir. Bozmanın kapsamı dışındaki kısımlar temyiz etmeyen taraflar bakımından usulen kesinleşmiş ve usuli kazanılmış hak oluşturmuştur.
Bu durumda; mahkemece Çekmece Mahallesi 15856 parsel zemin kat 3 nolu bağımsız bölüm için birleşen davada davacı … yönünden bozma öncesi verilen ilk hükmün muhafaza edilmesi gerekirken hükmü temyiz etmeyen bu davacı yönünden davanın kabul edilmesi de isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekili ve davalı … …’in sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekili ve davalı … …’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar … ile …’e geri verilmesine, 08/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.