YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/18627
KARAR NO : 2022/15552
KARAR TARİHİ : 28.11.2022
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın kabulüne ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaptığı tek taraflı kaza sonucunda bu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanıp %25 oranında malul kaldığını, davalının ödediği bedelin yetersiz olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası olarak açılan davada şimdilik 5.100,00 TL sürekli işgücü kaybı tazminatının 03/04/2020 tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 04/01/2020 tarihli artırım dilekçesiyle, taleplerini 205.651,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davacıya yapılan 37.370,33 TL ve 37.286,24 TL’lik ödemelerle sorumluluklarının son bulduğunu, maluliyeti kabul etmediklerini, tazminattan hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kabulü ile 205.651,00 TL bakiye sürekli işgücü kaybı tazminatının 22/04/2020 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karara davalı vekilince yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranını, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik ile ekindeki cetvellere uygun biçimde belirleyen 06/04/2020 tarihli uzman doktor heyeti raporunun karara esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemesine; davalının davadan önce ödediği tazminat ile ödemesi gereken tazminat arasında fahiş fark bulunduğu, alınan 29/12/2020 tarihli aktüer raporuyla hesap edilmiş olduğundan, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının yerinde görülmemesine; davacının müterafik kusurlu sayılmasını gerektirir somut neden bulunmadığı da dikkate alındığında, tazminattan bu nedenle indirim yapılmayışının yerinde görülmesine göre, davalı vekilinin diğer bütün temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı taraf, davacının sigortalı araçta hatır için taşındığı savunmasında bulunarak, bu sebeple tazminattan indirim yapılmasını talep etmiş; İtiraz Hakem Heyeti tarafından, taşımanın sadece davacı yararına yapıldığını ispat yükünün davalı sigortacıda olduğu ve bu hususun ispat edilemediği, davacı ile sürücünün arkadaş olmasının hatır taşımasının varlığını kabul için yeterli olmadığı ve hatır taşımasının kabul edilemeyeceği gerekçesiyle, davalı yanın bu savunmasına itibar edilmemiştir.
Davacı ile araç sürücüsü … ve araçtaki diğer yolcu …’ın arkadaş oldukları, ceza soruşturması kapsamında alınan ifadelerle sabittir. Davacı da dahil olmak üzere araçtaki tüm kişiler, yakın arkadaş olduklarını ve sürücü Aziz’in babasına ait olan araçla motocros parkurunda antreman yaptıktan sonra dönüş yolunda davaya konu kazanın gerçekleştiğini beyan etmiştir. Taşımanın ticari amaçla (davacı tarafından bir bedel ödenerek) ya da sürücünün bir işinin görülmesi maksadıyla yapıldığına dair de veri yoktur. Sürücü ile arkadaş olan davacının taşımada bir yararının bulunduğunun kabulü gereklidir. Bununla birlikte; davacı ile araç sürücüsü arasındaki arkadaşlık ilişkisi dikkate alındığında, taşımanın hatır için yapıldığı davalı tarafça savunulduğundan, hatır taşıması bulunmadığını ispat yükünün davacı yanda olduğu ve davacının bu yönde bir delil ortaya koymadığı hususları gözetilerek, hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerekirken, yanılgılı gerekçeyle karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5’i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla (tam nispi) vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın hakem kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28/11/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.