Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/18003 E. 2021/9871 K. 07.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/18003
KARAR NO : 2021/9871
KARAR TARİHİ : 07.12.2021

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı … vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 07/12/2021 Salı günü davacı vekili Av. … ile davalı … vekili Av. … geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ile davalı … vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili davalı borçlu … hakkında takip yaptıklarını, takibin semeresiz kaldığını, dava konusu taşınmazın 20/07/2016 tarihinde davalı …’a satıldığını belirterek, tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Mahkemenin tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, istinaf mahkemesi takibin dayanağının çek olması nedeni ile borcun doğum tarihinin araştırılması gerektiğinden bahisle istem kabul edilerek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmış ve yeniden yargılama yapılması için mahalline iade edilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin yaptığı araştırma sonucunda borcun doğumunun tasarruftan önce olduğu ancak ivazlar arasında önemli oransızlık olmadığı ve davalılar arasında yakınlık ve akrabalık olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, bu kez istinaf mahkemesi harç eksikliğinin tamamlanması için yeniden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermiş, ilk derece mahkemesi harç eksikliğini giderdikten sonra aynı gerekçelerle davanın reddine karar vermiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, dava konusu taşınmazın borcun doğumundan sonra üzerindeki yüklü ipotek ile borçlu tarafından yakın arkadaşının kızı olan davalı …’a 20/07/2016 tarihinde temlik edildiği, davalı …’ın borçlunun mali durumunu ve alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bildiği veya bilebilecek durumda olduğu ayrıca dava konusu taşınmaz üzerindeki yüklü ipoteği kaldırabilecek ve/veya satın alabilecek bir ekonomik durumunun bulunmadığı dosya kapsamında toplanan delillerden anlaşıldığı, davacının sübut bulan davasının kabulüne karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın ispat olunamadığından bahisle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olduğu gerekçesi ile mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nın 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK’nın 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK’nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Dava koşulları yönünden somut olaya bakıldığında, borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce ve alacağın gerçek olduğunun ispatlandığı borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği 24.10.2016 tarihli haciz tutunağının İİK’nın 105. maddesi anlamında aciz belgesi niteliğinde olduğu, davanın 5 yıllık sürede açıldığı sabit olmuştur.
Bu ön koşulların varlığından sonra, tasarrufun İİK’nın 278-279-280. madde kapsamında iptali gerektiren bir durumun varlığının olup olmadığı araştırmasına gelince, dava konusu taşınmaz tapuda 96.870,00 TL bedel ile satın alınmış ve üçüncü kişi tarafından ipotek bedeli olarak, 500.000,00 TL ödenmiştir. Bilirkişi taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerini 493.800,00 TL olarak belirlemiştir, bu durumda ivazlar arasında bir bedel farkı olmadığı açıktır. Davalılar arasında işlemin iptalini gerektiren bir akrabalık bağı da tesbit edilmemiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin kabulünün aksine üçüncü kişi …’un borçlu …’nun mali durumunu bilebilecek bir yakınlık tanışıklık olduğu somut bilgi veya belge ile ispatlanmamıştır. Salt davacı vekilinin yargılamanın ilerleyen aşamalarında verdiği 04.03.2019 tarihli istinaf dilekçesinde belirttiği borçlu ile üçüncü kişinin babasının yakın arkadaş olduğuna ilişkin soyut iddia dışında, bu iddiayı ispatlayan bir bilgi veya belgeye rastlanmamıştır. Bu durumda, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü, Bölge Adliye Mahkemesinin kabul kararının BOZULMASINA, HMK 373/2 maddesi gereğince dosyanın kararı veren Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine, bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 3.815,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı …’a verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’a geri verilmesine 07/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.