YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/17857
KARAR NO : 2022/13730
KARAR TARİHİ : 03.11.2022
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı … vekili Av. … tarafından, davalı … aleyhine 18.11.2020 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne dair verilen 22.01.2021 günlü karara davalı vekilinin itirazı üzerine, İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.04.2021 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili; davalıya zorunlu trafik sigortası ile sigortalı olan … plaka sayılı araç sürücüsü ile davacı motosiklet sürücüsü arasında meydana gelen çift taraflı kaza neticesinde davacının yaralandığını ve % 10 oranında malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiş; yargılama sırasında talebini toplam 77.286,26 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kabulü ile, 77.286,26 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, 16.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince; davalı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile müterafik kusur yönünden Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulü ile 61.829,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 16.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanma nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Türk Hukukunda kişilerin hak arama özgürlüklerini kullanmaları herhangi bir sınırlandırmaya tabi tutulmamıştır. Ancak bazı istisnai durumlarda dava açan veya takip hakkını kullananın önceden belirlenen bazı özel yükümlülükleri yerine getirmesi şart koşulabilir. Bu istisnai şartlardan biri de teminat gösterme yükümlülüğüdür.
5718 sayılı MÖHUK madde 48/1’e göre; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır”. MÖHUK’ta teminat gösterme yükümlülüğü konusunda “yabancılık” ölçütü esas alınmıştır. Buna karşın davalının veya kendisine karşı takibe girişilen karşı tarafın vatandaşlığı, bu madde kapsamında da bir öneme sahip değildir. Bu maddeye göre hakim tarafından verilen kesin süre içinde teminat gösterilmezse, dava, dava şartı eksikliğinden HMK’nun 114/1-ğ maddesi uyarınca reddedilir.
MÖHUK madde 48/2’de ise; “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar” hükmü yer almaktadır.
Buna göre Türk hâkimi, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan (iki taraflı) anlaşma veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası (çok taraflı) anlaşma ile sağlanabileceği gibi, kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir. Az yukarıda belirtilen anlaşmalardan biri de 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi olup, anılan sözleşmenin 17. maddesinde; âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği düzenlenmiştir.
Davacı Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olup Hakem Heyetince teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda, hükme dayanak oluşturacak nitelikte bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun’un 48/2. maddesinde dava açanın karşılıklılık esasına göre, teminattan muaf tutulabileceği düzenlendiğinden öngörülen teminat hususu re’sen gözetilmelidir.
Bu sebeple İtiraz Hakem Heyetince, öncelikle davacının teminattan muaf olup olmadığı hususunun Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’nden sorularak alınacak yazı cevabına göre, davacının teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa, teminatın yatırılması için davacıya kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması halinde istemin usulden reddine, yatırılması halinde ise dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken doğrudan işin esasına girilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacı vekili ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle İtiraz Hakem Heyeti kararının re’sen BOZULMASINA, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalıya geri verilmesine 03.11.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.