Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/17767 E. 2022/13703 K. 02.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/17767
KARAR NO : 2022/13703
KARAR TARİHİ : 02.11.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Uyuşmazlık Hakem Heyetince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara taraflarca itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 06.04.2021 tarih 2021/İHK-5378 sayılı davalının itirazın kabulü ile davanın usulden reddine, davacının itirazı hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; 18.10.2019 tarihinde, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, müvekkilinin sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını ve iş gücü kaybının oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 21.01.2021 tarihli dilekçesiyle talebini 247.889,00 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili, davanın usul ve esastan reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davanın kısmen kabulü ile 221.271,44 TL maddi tazminatın 07.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmiş; karara karşı taraflarca itiraz yoluna başvurulmuştur. İtiraz Hakem Heyetince; davalının itirazının kabulü ile davacının usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporuyla başvuru yaptığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine, davacının itirazı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastaneleri’nin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11.10.2008 ile 01.09.2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01.09.2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01.06.2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak başvuru sırasında sunulan Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 03.07.2020 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti %16 olarak belirlenmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince, 03.07.2020 tarihli rapor yeterli bulunmayarak üç adli tıp uzmanı bilirkişiden oluşan heyetten alınan ve dosya üzerinden düzenlenen 07.01.2021 tarihli rapora göre %9.1 maluliyet oranı tespitine göre karar verilmiştir.İtiraz Hakem Heyeti tarafından, başvuruda sunulan 03.07.2020 tarihli raporun mevzuata uygun düzenlenmediği, Hakem Heyeti tarafından atanan adli tıp heyetince hazırlanan raporun ise davacının bizzat fiziki muayenesi yapılmadan hazırlandığı ve bu raporla sonuca gidilmesinin doğru olmadığı, davacının başvuru öncesinde genel şartların belirttiği sağlık kurulu raporu ile usulüne uygun olarak davalı … şirketine başvurma şartının eksik olduğu gerekçesiyle davalının itirazın kabulü ile davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup davanın açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Bu nitelikleri gereği de eksiklik bulunması halinde tamamlanabilir olup olmadıklarına göre ve HMK’nın 114 ile 115. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında ele alınmaları gerekir. Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, HMK’nın 115/2. maddesi gereği eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmelidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte başvurunun yapıldığı ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda ise usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin tamamlanabileceği açıktır.
İtiraz Hakem Heyetince; davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastaneleri’nin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden olay tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun rapor alınarak davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 02.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.