YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/17734
KARAR NO : 2022/14006
KARAR TARİHİ : 07.11.2022
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetinin 14/03/2021 tarih ve 2021/İHK-3475 sayılı itirazın reddine dair verilen kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, 26/07/2014 tarihinde müvekkilinin yolcu olduğu araç ile plakası tespit edilemeyen bir aracın karıştığı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, kazanın plakası tespit edilemeyen aracın kusuru ile meydana geldiğini belirterek oluşan maddi zararın tazminini talep etmiş, ıslahla talebini 90.593,93 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; olayın plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın kusurundan meydana geldiği kabul edilerek davanın kabulüne ve 90.593,93 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 17/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Bir rizikonun meydana getirdiği zararın sigorta kapsamına girebilmesi için, o rizikonun motorlu araç tarafından karayolunda meydana getirilmiş olması zorunludur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereğince aynı Kanun’un 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılmaması durumunda Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kaza tarihindeki limitleri dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu … karşılayacaktır.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi (2) numaralı fıkrasının (a) bendine göre “sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar” için Güvence Hesabına başvurulabilir.
Dosyanın incelenmesinde, davacının yolcu olduğu aracın sürücüsünün abisi olan Süleyman Ayhan olduğu, araç sürücüsü olan Süleyman Ayhan’ın polis merkezinde alınan ifadesinde “saat 22:30 sıralarında sevk ve idaresindeki kamyonet ile sol şeritte seyir halinde olduğunu, önünde sağ şeritte de plakasını bilmediği beyaz renkli açık kasalı bir ford transit aracın seyrettiğini, sebze halinin karşısındaki kavşağa geldiklerinde plakasını bilmediği aracın sinyal vermeden aniden önüne kırdığını, çarpmamak için frene bastığını ve direksiyonu çevirdiğini, yol kenarındaki ağaca çarparak durduğunu, diğer aracın hızını kesmeden yoluna devam ettiğini, kazada kardeşi yaralandığından kendi imkanları ile Hakkari Devlet Hastanesine gittiklerini, kardeşinin yaralanmasına neden olan sürücüden şikayetçi olduğunu” beyan ettiği, davacının da benzer şekilde beyanda bulunduğu, davacının 01/10/2014 tarihli ifadesiyle şikayetten vazgeçtiği, kolluk kuvvetlerince yapılan araştırmada olay yerini gören güvenlik kamerası kaydının bulunmadığı ve araç plakasını gören kimsenin de olmadığının tespit edildiği, davacının 01/10/2014 tarihli ifadesiyle şikayetten vazgeçmesi üzerine kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmaktadır.
Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-a maddesi gereğince Güvence Hesabına başvurulabilmesi için plakası belirlenemeyen bir aracın kazaya neden olduğunun somut olarak kanıtlanması gerekmektedir.
Olayın hemen sonrasında düzenlenmesi gereken kaza tespit tutanağının mevcut olmadığı, kolluk kuvvetlerince yapılan araştırmada olay yerini gören kamera kaydına ulaşılamadığı, araç plakasının da tespit edilemediği, bu hali ile olayın trafik kazası olduğu hususunun yeterli somut delillerle ispatlanamadığı anlaşıldığından istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen İtiraz Hakem Heyeti kararının yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 07/11/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.