Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/17600 E. 2022/8026 K. 01.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/17600
KARAR NO : 2022/8026
KARAR TARİHİ : 01.06.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı … Otomotiv Yan San Tic. Ltd. Şti ve davalı …’dan alacaklı olduğunu, davalı borçlular aleyhine icra takipleri yapıldığını, davalıların alacaklılardan mal kaçırma kastı ile hareket ederek şirket ortağı olan davalı …’ın şirketin borçlarından kurtulmak amacı ile hisse devrini muvazaalı olarak yaptığını belirterek 15/01/2014 ve 13/03/2014 tarihli hisse devir sözleşmelerinin muvazaalı olması nedeniyle iptaline, davalı …’ın SMS Ltd Şti’nin 1/2 hissedarı ve ortağı olduğunun kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin, davacı şirkete borçlu olduğu, borcun doğum tarihinden kısa bir süre sonra davalı ortak …’ın hissesini diğer ortağa devrettiği, söz konusu ortakların şirketin borçlarından haberleri olduğu,. Şirketin borçlarını ödememesi halinde şirket ortaklarının da sermaye ile sorumlu olduklarını bilebilecek durumda olduğu, kaldı ki aynı davalı şirketin davacı şirketin takiplerinin başlamasından hemen sonra aynı tarihte iflas erteleme talebinde bulunduğu, iflas erteleme talebinin iflasla sonuçlandığı, davalı şirketin ticari defterlerine ulaşılamadığı, daha önce alınan raporlardan 2014 ve 2015 dönemine ait defterlerin kapanış tasdiklerinin olmadığı, böylelikle şirket ortaklarının hisse devirlerle alacaklılardan mal kaçırmak kastı ile hareket ettiği, TBK nun 19. maddesi uyarınca borçlandırıcı tasarruf iradesi ile beyan arasında uyumsuzluk olduğu, davacı alacaklının geçersiz olan bu işlemin iradedeki uyumsuzluk nedeni ile hükümsüzlüğünü istemekte haklı olduğu, kaldı ki şirketin kasasından para çıkışı olmadığı gibi para girişi de olmadığı, borca batık hale gelmiş bir şirketin, bu aşamada ortaklarının hisse devirlerinin muvazaalı olduğu, batık hale gelmiş bir şirketin hisse devirlerinin mümkün olamayacağı, kimsenin hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde hisseleri devralmayacağı, böylelikle ortakların sorumluluktan kaçarak şirketin borçlarından kurtulmaya çalıştıkları, böylelikle şirketin içinin boşaltıldığı, anlaşılmakla davanın kabulüne, 15/01/2014 tarihli davalı … ile davalı … arasında yapılan hisse devir sözleşmesi ile 13/03/2014 tarihli davalı … ile davalı … arasında yapılan hisse devir sözleşmelerinin muvazaa nedeni ile iptaline, davalı …’ın … Otomotiv Yan Sanayi Ticaret Ltd Şirketinin 1/2 oranında hissedarı ve ortağı olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava muvazaa nedeni ile davalılar arasındaki hisse devir sözleşmelerinin iptali istemine ilişkindir.
Muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davasını borçlu iflas etmiş ise iflas idaresi ya da İİK’nun 245 maddesi gereğince iflas idaresi tarafından dava hakkı kendisine devredilen alacaklılar açabilir.
İflasın açılması, iflas masasına giren mal ve haklarla ilgili bilûmum hukuk davalarını acele olanlar istisna olmak üzere ikinci alacaklılar toplanmasından 10 gün sonraya kadar durdurur. Bu hükmün amacı, iflasın açılması ile tasarruf yetkisi kısıtlanıp yerini iflas idaresi alan alacaklının açtığı davaları devam ettirmekte fayda olup olmadığını tespit bakımından iflas idaresine imkan sağlamaktır. İflas idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını tespit edebilmek için, ilk önce iflas organlarının teşekkül etmesi ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. İşte bu nedenle, İİK’nın 194. maddesine göre hukuk davalarının iflasın açılması ile belli bir süre için durması kabul edilmiştir.
Somut olayda; eldeki dava açıldıktan sonra İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1332 sayılı dosya ile davalı borçlu şirketin iflasına karar verildiği, UYAP kayıtlarında davalının “Müflis” olarak göründüğü anlaşılmaktadır.
Şu halde, öncelikle mahkemece iflas kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak kesinleşmemiş ise kesinleşmesinin beklenmesi, kesinleşmiş ise ikinci alacaklılar toplantısının yapılmasından 10 gün sonrasına kadar iptal davasının durdurulmasına karar verilmesi, davacı alacaklıya İİK’nun 245 ve 255/3 maddeler gereğince davayı takip konusunda aldığı belge varsa sunması için süre verilmesi, sunduğu takdirde davanın esasının incelenmesi, sunmadığı takdirde davanın iflas idaresine ihbarı ile taraf teşkilinin sağlanması ve iflas idaresinin huzuru ile davaya devam edilerek davanın esasının incelenmesi ve hükmün iflas idaresi lehine veya aleyhine kurulması gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Kabule göre de davalı borçlu …, davacı tarafuından kendisi aleyhine açılmış bir icra takibi olmadığını beyan etmiştir. Bu durumda Mahkemece davacı alacaklının davalı borçlu …’dan alacaklı olup olmadığı, davacının gerçek bir alacağı bulunup bulunmadığına ilişkin ön koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmaksızın esasa ilişkin karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Yine kabule göre; davalı borçlu şirketin iflas ettiğinin anlaşılmış olmasına göre; dava konusu hisselerin değeri olup olmadığı, hisse devir sözleşmelerinin iptal edilmesinde davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı değerlendirilmeksizin de karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre davalı … vekilinin temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı … vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’a geri verilmesine 01/06/2022 gününde oybirliği ile karar verilmiştir.