Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/17085 E. 2022/6141 K. 29.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/17085
KARAR NO : 2022/6141
KARAR TARİHİ : 29.03.2022

MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 15/03/2022 Çarşamba günü davacılar vekili Av. … ile davalı vekili Av. … geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan tarafların vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili; 01/01/2016 tarihinde, davacıların desteği … ’ün, sevk ve idaresindeki araçla seyir halindeyken, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle gerçekleşen tek taraflı trafik kazasında vefat ettiğini, aracın … poliçesinin davalı tarafından yapıldığını, davacıların bu kazanın oluşumunda kusurlarının bulunmadığını, davacıların desteğin eşi ve çocukları olup ölümden dolayı destekten yoksun kaldıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı … için 30.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili, talep arttırım dilekçesi ile, … için 178.072,79 TL, … için 36.938,81 TL, … için 25.5840,32 TL talep etiklerini beyanla dava değerini toplam 240.595,92 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili;işleten-sürücü sigortalı müteveffanın tam kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğini, kaza tarihi itibariyle Yeni Genel Şartların uygulanacağını, destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin yeni genel şartlarda teminat kapsamı dışında tutulduğunu, genel şartlarda söz konusu kusurun hak sahiplerine yansıtılabileceği hükme bağlandığını, TBK’nın 135. maddesi gereğince, alacaklı ve borçlu sıfatı birleşeceğinden borcun ortadan kalkacağını, her halükarda azami poliçe teminat limitinin gözetilmesi gerektiğini, beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Yeni Genel Şartların ilgili kanunlara aykırı hükümleri normlar hiyerarşisi uyarınca kanun değişikliği yürürlüğe girmeden uygulanamayacağından, 01/06/2015 tarihinden sonra, ancak 26/04/2016 tarihinden önce akdedilmiş sözleşmelere de uygulanmaması gerektiği, aktüer hesap bilirkişisinden alınan raporda davacı …’ün 137.812,22 TL, …’ün 18.867,31 TL, …’ün 27.240,75 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceğinin belirtildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davacı … için 137.812,22 TL, davacı … için 18.867,31 TL, davacı … için 27.240,75 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi 03/02/2016’dan itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nce 19/02/2017 tarih ve 2016/92 Esas, 2017/747 Karar sayılı hükme karşı, davalı … şirketi vekilinin istinaf talebi üzerine, 14/02/2020 tarih ve 2018/2125 Esas, 2020/290 Karar sayılı kararı ile; davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş, yeniden yapılan yargılama neticesinde mahkemece, ilk kararın davacı tarafça istinaf edilmediği, bu şekilde davacılar açısından kesinleştiği ve davalı açısından usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, davacı … için 137.812,22 TL, davacı … için 18.867,31 TL, davacı … için 27.240,75 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi 03/02/2016’dan itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. HD’nin 14/02/2020 tarih ve 2018/2125 Esas, 2020/290 Karar sayılı kararı ile; “Davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair verilen önceki karar incelemeye yönelik kaldırılmış olup davacılar lehine kazanılmış hak teşkil etmeyeceği de anlaşılmakla, açıklanan nedenlerle, kaza tarihi ve poliçenin düzenlenme tarihinin 6704 sayılı Yasanın yürürlüğünden sonra olması, desteğin tek taraflı kazada %100 oranında kendi kusuru ile kazaya ve ölümüne sebebiyet vermesi ve bu halin KTK’nın 92/h bendi ve … Genel Şartları hükümleri gereğince teminat kapsamında olmaması nedeniyle davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde; 01/06/2015 tarihinden sonra tanzim edilen … poliçelerine, yeni Genel Şartlar uygulanacağından, işleten veya sürücünün kendi kusuru ile vefatı nedeniyle desteğinden mahrum kalan üçüncü kişilere karşı, sigortalının (işletenin) sorumluluğu bulunmadığı, somut olayda kaza tarihi 01/01/2016 ve poliçe tarihi 11/12/2015 olmakla her iki tarihin de Yeni Genel Şartlarda yapılan değişiklik tarihinden sonra olması gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece yanılgıya düşülerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilerek, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15/03/2018 tarihli, 2016/25 Esas 2018/193 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, bu şekilde davanın reddine” karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce verilen karara yönelik olarak davacılar vekili ile davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK 370/1. maddesi gereğince ONANMASINA, HMK’nın 373. maddesi uyarınca dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine, 3.815,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 21,40 TL kalan onama harcının davacılardan alınmasına, 29/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.