Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/17082 E. 2021/3724 K. 28.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/17082
KARAR NO : 2021/3724
KARAR TARİHİ : 28.06.2021

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaptığı kaza sonucunda araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanıp malul kaldığını, Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan başvuruda % 4 maluliyet oranı üzerinden 23.842,50 TL. tazminata karar verildiğini; daha sonra alınan raporla maluliyetin % 15 ve geçici işgöremezlik süresinin 4 ay olduğunun tespit edildiğini, saptanan maluliyet için STK’ya yapılan başvurunun kesin hüküm nedeniyle reddedildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL. tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini; aksi halde de maluliyet artışı sözkonusu olmadığından davanın esastan reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesi tarafından; davacının maluliyetinde artış olmadığı alınan raporla saptandığından, eldeki davada STK’nın önceki kararının maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş; İstinaf Mahkemesi tarafından, eldeki davanın maluliyet artışına ilişkin olmadığı ve STK tarafından verilen kararın bu davada kesin hüküm teşkil ettiği de dikkate alınarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; özellikle, davacının kazadaki yaralanmasından kaynaklanan maluliyet oranının % 15 olduğuna ilişkin tespitin ilk kez yapıldığı STK’nın 2016/15966-32212 sayılı dosyasında, % 4 maluliyet oranı üzerinden tazminatın hüküm altına alındığı ve davacı tarafça
bu kararın temyiz edilmemesi üzerine kesinleştiği, farklı maluliyet oranı belirlemelerinin esas alınan yönetmelik ve cetvellerden kaynaklandığı da dikkate alındığında, anılan hakem dosyasındaki kararın eldeki dava için kesin hüküm teşkil ettiğine dair kabulde bir isabetsizlik görülmemesine; HMK madde 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi, HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre; usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, Dairemiz karar örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, aşağıda dökümü yazılı 59,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 28/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.