Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/16870 E. 2021/9284 K. 29.11.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/16870
KARAR NO : 2021/9284
KARAR TARİHİ : 29.11.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalılar … ve … … San. ve Tic. A.Ş. vekili ile Dönkasan Dönüşen Kağıt Hammaddeleri San.Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; yerel mahkemenin kısa kararında hükmedilen manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınmasına karar verilmiş iken gerekçeli kararda “dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte” kısmının yazılmaması HMK’nın 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerektiğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davacılar vekili, davalılar … ve … … San. ve Tic. A.Ş. vekili ile Dönkasan Dönüşen Kağıt Hammaddeleri San.Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma gereğince karar verilmiş olmasına göre davalılar vekillerinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacı trafik kazasından kaynaklanan vefat nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nın md. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak
için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Mahkemece, manevi tazminat miktarı belirlenirken, davacıların annelerini kaza sonucu kaybettiklerinden duydukları üzüntünün dosyaya yeterli şekilde yansımadığı gerekçesiyle miktar düşük belirlenmiştir. Olay tarihi, olayın gerçekleşme biçimi, meydana gelen kazada davacılar murisinin hiçbir kusuru bulunmaması, müteveffanın davacıların annesi olması, özellikle annelerinin henüz davacılar çok küçükken ilk eşinden ayrılması nedeniyle çok sık görüşememeleri, belki aralarına boşanma tarihinde küçük olan davacıların iradesi dışında konulan engeller nedeniyle alışılagelmiş bir iletişim geliştirememiş olmaları davacıların annelerinin vefatından üzüntü duymayacakları ya da mahkemenin gerekçesinde belirtildiği gibi yeterince üzülmedikleri anlamına gelmeyecektir. Tüm bunlar yukarıda belirtilen ilkelerle birlikte gözetildiğinde, davacılar yararına daha üst seviyede manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 231,95 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 29/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.