Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/16715 E. 2022/17843 K. 27.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/16715
KARAR NO : 2022/17843
KARAR TARİHİ : 27.12.2022

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : İskilip Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki ilk Derece Mahkemesinde görülen tasarrufun iptali davasında verilen davanın kabulüne ilişkin hüküm hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; istinaf isteminin reddine ilişkin kararın, süresi içinde davalılar …. Tic. Ltd. Şti. ve … Sanayi Ve Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili; davalı borçlu …. Tic. San. Ltd. Şti. hakkında yapılan takibin semeresiz kaldığını, borçlunun dava konusu 241 ada 9 parsel nolu taşınmazını ve 130 ada 5 parsel nolu taşınmazını 01.03.2013 tarihinde, çiftlikte bulunan hayvanları 03.03.2013 tarihinde davalı …. Tic. Ltd. Şti. sattığını belirterek, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında dava konusu taşınır ve taşınmaz malların 20.09.2013 tarihinde … Sanayi Ve Ltd. Şti.’ne satıldığı gerekçesi ile bu satışında iptali istemi ile anılan şirket davaya dahil edilmiştir.
Davalılar …. Paz. Tic. San. Ltd. Şti. ve …. Tic. Ltd. Şti. Vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, davacı alacaklının aynı kredi borcu alacağı için İskilip İcra Müdürülüğü’nün 2013/136 sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yaptığını, alacağın tahsil imkanı bulunduğunu, borçlunun aciz halinin gerçekleşmediğini, dava konusu şeylerin satış bedellerinin banka aracılığı ile ödendiğini, müvekkillerinin mal kaçırma amaçlarının olmadığını belirterek, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti. vekili, müvekkilinin iyiniyetli dördüncü kişi olduğunu, satış bedelinin büyük bir kısmının ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi, borçlunun aciz halinin varlığının bilirkişi raporu ile tesbit edildiği, somut olayların bir bütün halinde değerlendirildiğinde ilçe düzeyinde oldukça yüksek bedele sahip ticari işletmenin aynı zamanda işletmenin devri aşamasında Belediye Başkanlığı görevini üstlenen … Petrol Şirketinin Yetkili Temsilcisi tarafından davalı … Şirketi’nin mal kaçırmaya yönelik eğilimlerini bilmemesi, her iki şirket temsilcisinin aynı ilçede yaşıyor olmaları, satışı yapılan hayvanların satış işleminin 03.03.2013 tarihinde yani hafta tatili içerisinde gerçekleşmiş olması, davalı … Şirketi ile birlikte … Petrol Ürünleri Şirketi’ne iş bu davanın yöneltilmesinden hemen bir gün sonra altı ay önce aldığı mal varlığını … Tarım Şirketi’ne satmış olması hususları hep bir arada Değerlendirildiğinde olayların oluş şeklinin hayatın olağan akışına aykırı düştüğü, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 280/IV maddesi hükmü nazara alınmak suretiyle … Şirketi’nin ticari işletmesini devir alan kişinin, borçlunun alacaklılarına zarar verme kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde zarar kastıyla hareket ettiği vicdani kanaatine ulaşıldığından bahisle davanın kabulüne, taşınmaz satışlarının iptaline , küçük ve büyükbaş hayvan değeri olan 1.583.400,00 TL nin davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalılar …ve … Sanayi Ve Ltd. Şti. vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi, davalı borçlu … Gıda Şirketinin aciz halinde olduğu, borçlu ve davalı üçüncü ve dördüncü kişiler tamamının İskilip’te mukim olup, asıl borçlu şirket ile aynı yerde ticari faaliyette bulunduğu ve satışların, borçlu şirketin sahibi …’ın iflas ettiği, İskilip’ten kaçtığına dair 18.04.2013 tarihli İskilibinsesi.com’da yayınlandığından sonra yapıldığı dikkate alındığında, İİK’nun 280/1 maddesine göre borçlu dışındaki davalıların borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğundan, Yerel Mahkemece verilen kararın isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istnaf başvurularının esastan reddine karar vermiş, karar, davalılar …. Tic. Ltd. Şti. ve … Sanayi Ve Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nun 277. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının diğer gerekçe ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, İskilip İcra Müdürlüğü’nün 2013/136 sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte ipotekli taşınmazların satış bedelinin 1.187.000,00 TL olduğu ancak bu paranın borcu karşılamaya yetmediği, borçlu adresinde yapılan 05.05.2014 tarihli haciz tutanağının aciz belgesi niteliğinde olmasına göre davalılar …. Tic. Ltd. Şti. ve … Sanayi ve Ltd. Şti. vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
İnceleme konusu kararda dava konusu 03.03.2013 tarihinde satışı yapılan hayvanlar ile ilgili olarak bedele hükmedilmiş ise de , bedele hükmetme gerekçesi kararda belirtilmemiştir. İİK’nın 283/2 .maddesi gereğince davanın bedele dönüşmesi için ya dördüncü kişinin iyiniyetli olması ya da dava konusunun dördüncü kişininde elinden çıkmış olması gerekmekte iken bu yönde bir tesbit yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Ayrıca davanın bedele dönüşmesi halinde bu bedelin sadece üçüncü veya onunla birlikte dördüncü kişiden tahsiline karar verilmesi gerekirken , borçlunun da bu bedelden sorumlu tutulması hatalı olmakla birlikte, davalı borçlunun bir temyizi olmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
3. HMK’nın 297/2.fıkrası gereğince hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Mahkemece dava kabul edildiğine göre, dava konusu 01.03.2013 ve 20.09.2013 tarihli iki satışında iptaline karar verilmesi gerekirken, sadece 01.03.2013 tarihli satışın iptaline karar verilmek sureti ile infazda tereddüte yol açmasıda isabetsiz bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar …. Tic. Ltd. Şti. ve … Sanayi Ve Ltd. Şti. vekillerinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE ; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HMK 373/1 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi’nin esastan red kararının KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar …. Tic. Ltd. Şti. Ve … Sanayi Ve Ltd. Şti.’ne geri verilmesine, 27.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.