Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/1653 E. 2023/6026 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1653
KARAR NO : 2023/6026
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/26 E., 2020/813 K.
HÜKÜM/KARAR : İstinaf Başvurusunun Kabulü ile Hükmün Kaldırılarak Yeniden Esas Hakkında Hüküm Kurulmak Suretiyle Davanın Kabulü/ Davanın Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/25 E., 2019/518 K.

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka tarafından davalı borçlu … hakkında ödenmeyen ihtiyaç kredisi ve kredili mevduat borçlarının tahsili amacıyla Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2018/127787 takip sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını ve takiplerin kesinleştiğini, alacağını karşılayacak yeterlilikte haczi kabil mal bulunamadığını, ancak davalı borçlunun hakkında başlatılan icra takiplerinden çok kısa bir süre önce 03.08.2018 tarihinde üzerine kayıtlı bulunan Samsun İli ……,İlçesi ….., Mahallesi 2866 ada 9 parsel 3. Kat 15 nolu dubleks bağımsız bölüm taşınmazını arkadaşı olan ve aynı zamanda şirketinin mal tedarikçisi olan davalı …’a 300.000,00 TL bedelle ipotek yükü ile birlikte devrettiğini, davalıların fikir birliği içerisinde alacaklılarından mal kaçırmak kastıyla hareket ettiklerini, taşınmazın devir tarihindeki piyasa değeri dikkate alındığında satış bedeli olarak gösterilen tutarın taşınmazın satış tarihindeki piyasa bedelinin çok altında kaldığını belirterek dava konusu taşınmaz üzerinde yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından dosyaya kati aciz belgesi ya da geçici aciz belgesi ibraz edilmediğinden dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin taşınmazı güncel bedelini ödeyerek satın aldığını, tapuda gösterilen bedelin taşınmazın gerçek bedeli olduğunu, diğer davalı … ile hiçbir akrabalık bağının olmadığını, ayrıca ekonomik durumunu ve mal kaçırma kastını bilebilecek kişilerden olmadığını, dava konusu taşınmazı yatarım amaçlı aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; devir işleminin tarafları arasındaki ilişkinin kanunun işaret ettiği yakın akrabalık kavramı içinde bulunmadığını, müvekkili hakkında aciz vesikası da alınmadığını, o dönem ihtiyacı olduğu için dairesini satışa çıkardığını ve bu daireyi de …’un satın aldığını, dairenin üzerindeki 97.162,47 TL kredi borcunu alıcı …’un ödemeyi taahhüt ettğini, daire bedelinden kredi borcunu düştükten sonraki kalan kısmın elden nakit olarak ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın devir tarihindeki piyasa değeri dikkate alındığında, satış bedeli olarak gösterilen tutarın taşınmazın satış tarihindeki piyasa bedelinin çok altında kaldığı yönündeki bedele yönelik muvazaa iddiasının yerinde olmadığı ve yine davalılar arasında ticari bir tanışıklığın tek başına muvazaa ve alacaklılardan mal kaçırma saiki ile tasarruf yapıldığını ispata yeter bir kanıt olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı tarafça satış bedelinin ödendiğinin ispatı gerektiğini, yerel mahkemece bu hususun araştırılmadan eksik inceleme sonucu karar verildiğini, tasarruf tarihinden sonra yapılan haciz işleminde apartman panosunda davalı/borçlunun ismi yazmakla 2018 yılı 12. Aya kadar olan tüm aidat borçlarını ödediğinin tespit edildiğini, ayrıca davalı/ borçlunun hala tasarrufa konu bağımsız bölümde yaşadığının icra dosyasında tutanak altına alındığını, bu durumun dahi tarafların fikir ve el birliği içerisinde olduğunu ve alacaklılardan mal kaçırmak kastıyla hareket ettiklerini gösterdiğini, yatırım amaçlı alınan bir taşınmazın ipotek yüküyle alınmasının ve yine ipotek yükü kaldırılmadan satışa konulmasının, taşınmazın değerinin üstünde bir bedelle (ipotek bedeli eklendiğinde) satın alınmış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalıların arkadaş olduklarını mahkemede ikrar ettiklerini, ayrıca aynı mahallede ikamet ettiklerini, aralarında uzun yıllardır ticari ilişki bulunduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İİK 280. Maddesine göre değerlendirme yapıldığında, davalıların mernis kayıtlarından anlaşıldığına göre aynı mahallede oturmaları, birbirlerini tanıyor olmaları, davacının sunduğu mizan kayıtlarından aralarında ticari iş ilişkisi bulunması, borçlunun daireyi satmasına rağmen bir süre daha dairede oturmaya devam ettiğinin icra dosyasındaki haciz tutanaklarından anlaşılması hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı …’in İİK 280 anlamında borçlu…’in içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastını bilebilecek kişilerden olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05.11.2019 Tarih, 2019/25 Esas, 2019/518 Karar sayılı kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm verilmesine; davanın kabulü ile……..İli, ……, İlçesi, ……., mah. 2866 ada 9 Parsel 3. Kat 15 nolu dubleks bağımsız bölüm sayılı taşınmazdaki borçlu… tarafından 03.08.2018 tarihinde üçüncü kişi…’e yaptığı tasarrufun davacının Samsun İcra Müdürlüğünün 2018/127787 sayılı icra takibindeki alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak üzere iptali ile; davacıya bu taşınmaz üzerinde cebri icra yetkisi verilmesine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili ve davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; davacı tarafından aciz vesikası veya aciz vesikası yerine geçecek şartları taşıyan haciz tutanağı sunulmadığını, geçmiş tarihlerde borçlu ile 3. Kişi arasında herhangi bir alışveriş olmasının 3. Kişinin kötü niyetli olduğunu göstermeyeceğini, davalı …’in taşınmazı sattıktan sonra taşınmazdan ayrıldığını, sözleşme gereği kredi borcu taksitlerinin davalı … tarafından …’e banka aracılığı ile gönderildiğini ve sözleşme gereği bankaya … tarafından yatırıldığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

2. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; davacı tarafından aciz vesikası veya aciz vesikası yerine geçecek şartları taşıyan haciz tutanağı sunulmadığını, davalı borçlu ile davalı üçüncü kişi arasında ispatlanmış süregelen bir ticari ilişki bulunmadığını, davalı borçlunun mali durumunu iyileştirmek ve borçlarını ödemek için dava konusu taşınmazını satışa çıkarttığını, davalı …’in taşınmazı sattıktan sonra taşınmazdan ayrıldığını, sözleşme gereği kredi borcu taksitlerinin davalı … tarafından …’e banka aracılığı ile gönderildiğini ve sözleşme gereği bankaya … tarafından yatırıldığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, davalıların aynı mahallede ikamet ettiği, dava konusu taşınmazın da aynı mahallede bulunduğu, yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasında davalı 3.kişi …’un çalıştığı şirketin davalı borçlu… …’in dükkanına mal tedarikçisi olduğu, davalıların arkadaş olup 13-14 yıldır birbirlerini tanıdıkları belirtilmiş olup, davalı 3. kişi …’un İİK 280/1 maddesi kapsamında davalı borçlu …’in alacaklılarını ızrar kastını bilebilecek durumda olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı … vekili ve davalı … vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalılara yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.