Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/15880 E. 2022/14104 K. 08.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/15880
KARAR NO : 2022/14104
KARAR TARİHİ : 08.11.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazası nedeniyle tazminat davası üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine; İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, 25/11/2018 tarihinde trafik sigortası bulunmayan aracın sebep olduğu trafik kazasında müvekkilinin yaya konumundayken yaralandığını ve malul kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 5.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş ve ıslahla talebini 112.662,04 TL ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davanın kabulü ile 112.662,04 TL’ nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, anılan karara davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile davanın kısmen kabulüne ve 102.364,08 TL’ nin tahsiline karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, … kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak alınan 24/01/2020 tarihli Adli Bilirkişi Kurulu raporu … ve … tarafından benimsenmiş olup, bu raporda davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti % 5 olarak belirlenmiştir. Ne var ki, anılan bu raporda kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuata uygun olarak maluliyet değerlendirmesinin yapılmadığı, rapor tanziminde 20/02/2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirleme yapıldığı görülmektedir. Bu yönüyle, maluliyet oranı tespitine ilişkin bu rapor, hükme esas almaya elverişli olmadığından, maluliyetin belirlenmesi konusunda yapılan araştırma yetersizdir.
Bu durumda … tarafından; yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ölçülerine göre, en yakın Üniversite Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından, davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un “Nakdi tazminat ve aylığın etkisi” başlıklı 6. maddesinde “Bu Kanun hükümlerine göre ödenecek nakdi tazminat ile bağlanacak emekli aylığı uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığıdır. Yargı mercilerinde maddi ve manevi zararlar karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında bu kanun hükümlerine göre ödenen nakdi tazminat ile bağlanmış bulunan aylıklar göz önünde tutulur.” hükmü bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinde, davacının kaza tarihinde polis memuru olarak görev yaptığı ve davaya konu trafik kazasının davacının görevini ifası sırasında meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Şu durumda; 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanun gereğince ödemede bulunulup bulunulmadığı hususu araştırılarak bu ödemenin zarar verene rücu olanağı bulunduğundan tazminat miktarından düşülmesi gerekir. İtiraz Hakem Heyetince bu konuda araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma sonucu karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
4-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5’i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile … kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 08/11/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.