Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/15250 E. 2021/10557 K. 16.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/15250
KARAR NO : 2021/10557
KARAR TARİHİ : 16.12.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 01/12/2021 Çarşamba günü davacı vekili k Av. … ile davalı vekili Av. … geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan tarafların vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Başvuru sahibi vekili, karşı tarafa(davalıya) trafik sigortalı araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada davacının yaralandığını ve malul kaldığını, iş göremezlik zararının tazmini amacı ile daha önce davalıya başvuru yapılıp bir miktar tazminat ödemesi yapıldığını, ancak davacının maluliyet oranında artış meydana geldiğini açıklayıp artan maluliyet oranı yönünden 71.044,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı taraf vekili, taraflar arasında düzenlenen ibraname nedeni ile talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulü ile 71.044,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Başvuru sahibi vekili, davacının meydana gelen kazada yaralandığını ve malul kaldığını, cismani zararın tazmini amacı ile %8 maluliyet oranı üzerinden davalı … şirketine başvuru yapıldığını, yapılan başvuru neticesinde %8 maluliyet oranı üzerinden ödeme yapıldığını, bu kez davacıda oluşan kısıtlılık hissinin daha da artması üzerine maluliyete ilişkin alınan yeni raporda ise davacının maluliyet oranının %23 olarak tespit edildiğini açıklayıp maluliyet oranındaki bu artış sebebi ile aradaki farka ilişkin maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekilince, davacıya ödeme yapılıp ibraname düzenlendiği, davalının başkaca sorumluluğu kalmadığı ileri sürülerek davanın reddi savunulmuş, hakem heyetince anılan savunmalar üzerinde durulmayarak karar verilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir.
Trafik kazası sonucu yaralanmalar nedeni ile ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık “gelişen durum” ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacaktır.
Gelişen durumun varlığı halinde gelişen durum yönünden yeniden dava açılabilmesi mümkündür. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.
Davacıdaki yaralanmanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı, varsa hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği; diğer bir anlatımla, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceği gerçek zararın tespiti açısından önemlidir.
Dosya kapsamından, davacının tedavisinin devam ettiğine, yeni ve gelişen durumlar nedeni ile tıbbi müdahale yapıldığına ilişkin bilgiler bulunmamaktadır. Maluliyete ilişkin raporda da gelişen durum olup olmadığı ve bunun sebebi açıklanmamış, femur alt uç kırığı nedeni ile hareketsizliğe bağlı kas atrofisine bağlı araz sebebi ile maluliyet oranının %22 olduğu belirlenmiştir.
Buna göre davacının tedavisine ilişkin tüm belgeler getirtilerek, davacının yaralanması nedeniyle tedavileri tamamlanarak hangi tarihte sağlığına kavuşmuş sayılacağı, gelişen bir durum bulunup bulunmadığı, tedavilerinin ne zaman sona ereceği/erdiği, vücut çalışma gücü kaybının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir duruma geldiği, davacıdaki maluliyet oranındaki artışın kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı, davacıdaki maluliyet oranındaki artışın hareketsizliğe bağlı olarak ortaya çıktığı gözetildiğinde davacının da bu maluliyet oranının artmasında veya maluliyetin artmasının önlenmesinde üzerine düşen yükümlülük olup olmadığının, maluliyet oranının artışında davacıya da izafe edilebilecek bir kusur bulunup bulunmadığının, maluliyet oranındaki artışın nedenlerinin denetime açık şekilde belirlendiği rapor alınmalıdır.
Buna göre, hakem heyetince yukarıda belirtildiği şekilde konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak ve davalı tarafça sunulan ibranamenin aslı ve hasar dosyası getirtilerek yeni alınacak maluliyet raporu doğrultusunda ibranamenin sonuçlarının tartışılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davacının başvurusunun kabulü ile kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına 8.324,40 TL vekalet ücretine karar verilmiş, anılan karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir. Varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir.
İtiraz Hakem Heyetince başvuru sahibi lehine vekalet ücretine karar verilirken Sigortacılık Kanununun 30. maddesinin 17. fıkrası ve 19/01/2016 tarihli, 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine(maktu ücretin altında kalmamak kaydı ile) karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tam nisbi vekalet ücretine karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü kararın BOZULMASINA 3.815,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.