Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/15097 E. 2021/3716 K. 28.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/15097
KARAR NO : 2021/3716
KARAR TARİHİ : 28.06.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 23.06.2021 Çarşamba günü davacı vekili Av…. geldi. Davalı adına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacıya ait aracın davalı nezdinde kasko poliçesiyle sigortalı olduğunu, araç sürücüsünün kazadan hemen sonraki muayenesi ile 19,9 mg/dl alkollü olduğunun tespit edildiğini ve bu miktarın yasal sınırın çok altında olduğunu, zararın teminat dışı kalmasına yol açacak neden bulunmadığı halde davalının zararı karşılamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 65.490,00 TL’nin kaza tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; aracın alkollü sevki nedeniyle zararın teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; 0,57 promil (yasal sınırın üstünde) alkollü sürücünün yaptığı kazada aracın hasar gördüğü, zararın KSGŞ A.5.5. maddesi gereği teminat dışı olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karara davacı vekili tarafından yapılan itiraz da İtiraz Hakem Heyeti tarafından reddedilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davacı şirkete ait aracın davalı nezdinde kaskolu olduğu ve 15.04.2017 tarihli rizikonun poliçe yürürlük süresi içerisinde meydana geldiği uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kaskolu araç sürücüsünde tespit edilen alkolün kazadaki etkisi ve hasarın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2918 sayılı KTK’nın 48. maddesinde; alkollü içki almış kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Alkol, Uyuşturucu Veya Uyarıcı Maddeler Etkisi Altında Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97. maddesinde kanlarındaki alkol miktarı 0.50 promilin üzerinde olan hususi otomobil sürücülerinin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, konu ile ilgili olan “e” bendinde; “1,00 promilin altında alkollü olmasına rağmen, alkolün etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek durumda olduğu tutanakla tespit edilen sürücü, hakkında ayrıca 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerine göre adli işlem yapılmak üzere mahalli zabıtaya teslim edilir” düzenlemesi yapılmıştır.
Bir özel hukuk ilişkisi olan kasko sigorta sözleşmesinin sigorta teminatı dışı kalan halleri düzenleyen poliçe genel şartlarının A.5.5. maddesine göre taşıtın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların kasko sigortası teminatı dışında kaldığı kabul edilmiştir. Diğer anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Böyle bir nedenle, hasarın teminat dışı kaldığını ispat yükü de TTK’nın 1409/2. maddesi hükmü uyarınca, sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine; aksi halde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları).
Bu ilkeler doğrultusunda somut olaya bakıldığında; 15.04.2017 günü saat 21:15’te Mudurnu karayolu üzerindeki benzinlikten yola çıkış yapmakta olan davacıya ait araç sürücüsünün, ana yolda seyir halinde olan karşı araca ilk geçiş hakkını vermemesi ve aracın sol ön kısımlarına çarpması şeklinde kazanın gerçekleştiği kaza tespit tutanağından anlaşılmaktadır. Sürücünün kazadan yaklaşık 2,5 saat sonra yapılan alkol ölçümünde 19,9 mg/dl alkollü olduğu saptanmış olup, bu miktarın uyarlama ile kaza anındaki karşılığının 0,57 promil olduğu da 09.01.2018 tarihli adli tıp uzmanı bilirkişinin raporuyla belirlenmiştir. Kazanın çift araçlı olduğu ve olayın gelişim şekli dikkate alındığında, davacı sürücüsünün alkollü olmasının kazada münhasıran etkili olup olmadığının tespiti gerekli olduğundan, İtiraz Hakem Heyeti tarafından yapılan inceleme ve araştırma yetersizdir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti’nce; kaskolu araç sürücüsünün kaza anında 0,57 promil alkollü olduğu da gözetilerek, kazanın oluş şekli, karşı araç sürücüsünün davranış biçimi (çarpma öncesi 7 metrelik fren izi bırakmasına rağmen çarpışmayı önleyememesi), yol veya hava şartları gibi dış etkenlerin kazadaki etkisi değerlendirilerek, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin (sürücünün alkollü olmaması halinde de kazanın gerçekleşmesinin mümkün olup olmadığının) tespiti için, nörolog, sigorta hukukçusu ve makine mühendisinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE; 3.050,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 28/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.