Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/15025 E. 2021/8798 K. 22.11.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/15025
KARAR NO : 2021/8798
KARAR TARİHİ : 22.11.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalı vekili tarafından talep edilmiş davalı vekilince duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 10/11/2021 Çarşamba günü taraflar adlarına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın davacının idaresindeki motorsiklete çarpmasıyla oluşan kazada davacının yaralanıp % 14 oranında malul kaldığını ve 4 aylık bakıcı ihtiyacı doğduğunu, davalı tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.100,00 TL. tazminatın ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 13/02/2019 tarihli artırım dilekçesiyle taleplerini 74.484,88 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; 25/09/2018 tarihinde 23.221,00 TL. ödediklerini ve sorumluluklarının son bulduğunu, kusur konusunda rapor alınması gerektiğini ve bakıcı giderinden sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kabulü ile 69.152,38 TL. sürekli işgücü kaybı ve 5.332,50 TL. bakıcı gideri olmak üzere toplam 74.484,88 TL’nin 25/09/2018 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile UHH kararının kaldırılmasına; davanın kısmen kabulüne ve 69.152,38 TL. sürekli işgücü kaybı tazminatının 25/09/2018 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, bakıcı gideri talebinin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporundaki kusur oranlarının karara esas alınmasının yerinde görülmesine; davaya konu edilen sürekli işgücü kaybına ilişkin zararın efor kaybı tazminatı vasfı da dikkate alındığında, davacının askerlik süresi içinde de aynı zararının devam edeceği gözetilerek, askerlik süresi için hesaplama yapılmasında bir isabetsizlik görülmemesine; UHH kararına karşı yapılan itiraz başvurusuna konu edilmeyen yönlere (faiz başlangıç tarihi) ilişkin temyiz itirazlarının incelenemeyecek olmasına göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici bakıcı ihtiyacına ilişkin zararının da giderilmesini talep etmiş; İtiraz Hakem Heyeti tarafından, yeni … Genel Şartları gereği bu zararın sigorta teminatının dışında olduğu kabul edilerek karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde, bedensel zarar kapsamına giren zarar türleri örnekseme yoluyla sayılmış olup, Dairemiz uygulamaları gereği bakıcı gideri de anılan kanun hükmü kapsamında tazmini gereken zararlardandır.
Diğer yandan, davalı tarafın savunması haklı kabul edilerek, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren … Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği, zarar görenin tedavisinin devam ettiği döneme ilişkin geçici bakıcı gideri zararının, sağlık giderleri içinde yer aldığı ve … teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; TBK’nın 54.maddesi ile KTK’nın 98.maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan iyileşme sürecindeki geçici bakıcı giderine ilişkin zarardan sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan, davacı için hesap edilen bakıcı gideri tazminatının da hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve karara esas kabul edilen 11/02/2019 tarihli aktüer raporunda, maluliyet tazminatı davalarında hak sahibi davacı hayatta olduğu için TRH 2010 Yaşam Tablosu’ndaki bakiye ömrün alınmasının uygun olmadığı, davacı ömrünün sonuna kadar aynı maluliyet oranını taşıyacağı için TRH 2010 Tablosu’nda yer alan her yıl için yaşam olasılıklarının dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle, tablodaki bakiye ömür süresi yerine tablodaki son yaş olan 99 yaşa kadar hesaplamanın yapıldığı görülmektedir.
İtiraz Hakem Heyeti tarafından da, bakiye ömür kavramının doğru sonuçlar vermeyebileceği dikkate alınarak, “tam hayat annüitesinin” uygulanmasının uygun olduğu gerekçesiyle, yukarıda belirtilen rapordaki hesaplama yerinde bulunmuş ve bu yöne ilişkin davalı itirazları reddedilmiştir. Her ne kadar davacı aleyhine sonuçlar veren hesap tekniği (TRH 2010 ve % 1,8 teknik faiz) kullanılarak tazminat belirlenmişse de, bu hesap tekniğine davacı yanca itiraz edilmediği dikkate alındığında, ZMSSGŞ ile belirlenen hesap tekniğinin tüm yönleriyle uygulanmasının gerekeceği açıktır. Bu itibarla, genel şartlarda belirtilen biçimde hesaplama yapmayan rapor, karara esas alınabilecek nitelikte bir rapor değildir.
Diğer yandan; karara esas alınan aktüer raporunda, kaza tarihi itibariyle 17 yaşında olan davacının pasif devresi dışında kalan ömür süresinin tamamı için AGİ bedeli dahil edilmiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığı görülmektedir. Asgari geçim indirimi bedeli, fiili çalışmanın karşılığı olan bir ödeme olup, fiilen çalışmayan kişiler için efor kaybı tazminatı hesaplanırken ücrete dahil edilmesi mümkün değildir. Bu itibarla; davacı için kaza ../…
tarihinden itibaren tazminat hesaplanmasında bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, kaza tarihinde 17 yaşında olan ve gelir getirici bir işte çalıştığı iddia ve ispat edilmemiş olan davacı için işgücü kaybı (efor kaybı) tazminat hesabı yapılırken, fiilen çalışmaya başlayacağı 18 yaşına kadar AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden ve 18 yaştan sonraki aktif devre içinse AGİ bedeli dahil edilmiş asgari ücret üzerinden hesap yapılması gereklidir. Bu yönü gözetmeyen rapor hatalıdır.
Açıklanan nedenlerle; davacının 17-18 yaş aralığındaki dönem için AGİ dahil edilmemiş net asgari ücret üzerinden ve 18-60 yaş arasındaki aktif dönem içinse AGİ bedeli dahil edilmiş net asgari ücret üzerinden tazminat hesabının yapılması (pasif dönem hesabının kök rapordaki gibi yapılması, sürekli işgücü kaybı tazminat miktarına ilişkin kararı sadece davalı taraf temyiz ettiği ve rapordaki diğer hususlarda davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu için, hesabın 2019 verileriyle ve işlemiş/ işleyecek devre belirlemesinde 2019 yılı esas alınarak yapılması); … Genel Şartları gereği, davacının muhtemel bakiye ömür süresi (tablodaki son yaş olan 99 yaşa kadar değil, hesap tarihindeki yaşına göre saptanacak bakiye ömür süresi) için hesaplamanın yapılması hususunda, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
4-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5’i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla (nispi tam) vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile itiraz hakem heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine;duruşmada vekille temsil olunmayan taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 22/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.