Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/14977 E. 2021/2955 K. 14.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/14977
KARAR NO : 2021/2955
KARAR TARİHİ : 14.06.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 09.06.2021 Çarşamba günü davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av…. geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan tarafların vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı kaza sonucunda, araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanıp malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL. bakiye maluliyet tazminatının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 11.06.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle taleplerini 85.322,50 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davacıya 31.05.2013 tarihinde yapılan 5.796,00 TL’lik ödeme ile sorumluluğun son bulduğunu, maluliyet durumunun tespit edilmesi ve tazminattan hatır indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kabulü ile 85.322,50 TL. maluliyet tazminatının 18.01.2018 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karara davalı vekilinin itirazı üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından; itirazın kısmen kabulü ile UHH kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi suretiyle davanın kısmen kabulüne ve 66.575,80 TL. bakiye sürekli işgücü kaybı tazminatının 18.01.2018 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup re’sen dikkate alınması gerekir.
Davalı vekili tarafından 31.05.2013 tarihinde (eldeki davanın açılmasından yaklaşık 5 yıl önce) davacıya tazminat ödemesi yapıldığı ve KTK’nın 111.maddesindeki 2 yıllık sürede davanın açılmadığı savunulmuş olmasına rağmen, Hakem Heyeti tarafından ibradan sonraki 2 yıllık hak düşürücü sürede davanın açılıp açılmadığı konusunda gerekli ve yeterli araştırma yapılmadan karar verilmiştir.
Hakem Heyeti tarafından karara esas kabul edilen Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 23.11.2017 tarihli raporuyla, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranı % 20,2 olarak saptanmıştır. Her ne kadar dosyada mevcut değilse de hakem kararı içeriğine göre, 19.02.2013 tarihli raporda (davalının 2013 yılındaki ödemesine esas aldığı) davacının maluliyet oranının % 4 olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Her iki rapor arasında maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunmakla birlikte, bu farklılığın maluliyet oranında zaman içinde ortaya çıkan gelişen durum olup olmadığı konusunda yapılmış bir araştırma da yoktur. Davacıya % 4 maluliyet oranı üzerinden tazminat ödemesi yapan davalının hukuki durumunun, maluliyette gelişen durum olup olmadığı sorunu çözüldükten sonra değerlendirilmesi gerektiği gözetilmelidir.
Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti’nce; davalı … şirketinden 31.05.2013 tarihinde yapılan ödemeye ilişkin hasar dosyasının getirtilmesi ve dosyada bulunmayan Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 19.02.2013 tarihli maluliyet raporunun temin edilmesinden sonra; davacının dosyaya sunduğu 23.11.2017 tarihli raporda maluliyet oranının % 20,2 ve davadan önce alınan (davalının ödemesine esas kabul ettiği) 19.02.2013 tarihli raporda ise % 4 olarak belirlendiği, iki rapor arasında maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunduğu dikkate alınarak, raporlar arasındaki bu çelişkinin giderilmesi ile oran farklılığının maluliyette artış olarak kabul edilip edilemeyeceği (iki raporda maluliyet belirlemesine esas teşkil eden fiziksel ve fonksiyonel arazlarda zaman içinde gelişim olup olmadığı- 2013 ile 2017 yılları arası süreçte davacıdaki arazların gelişim gösterip göstermediği) hususlarında, rapor düzenleyen Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan ek rapor alınması, maluliyette gelişen durum olduğunun raporla saptanması halinde tazminat talebi için karar verilmesi; maluliyette gelişen durum bulunmadığının saptanması halinde ise KTK’nın 111.maddesi gereği hak düşürücü süreden sonra açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE; 3.050,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 14/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.