YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/14816
KARAR NO : 2021/3494
KARAR TARİHİ : 23.06.2021
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 06/05/2020 tarih ve 2020/İ.4131 Esas, 2020/İHK-9957 Karar sayılı kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
-K A R A R-
Davacı vekili 12.12.2019 tarihli Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; 02.02.2019 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu davalıya sigortalı aracın başka bir araca çarpması sonucu davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 6.000,00 TL daimi maluliyet tazminatının kaza tarihinden itibaren en yüksek faizi ile davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 27/04/2020 tarihinde talep miktarını 39.900,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacının talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davacının başvuru esnasında mevzuata uygun yeterli evrak ile kuruma başvurmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle dava şartı eksikliği nedeniyle talebin usulden reddine karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı başvuru sahibi vekilince itiraz edilmesi üzerine itirazın kabulü ile kararın kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına, buna göre başvurunun kısmen kabulü ile 39.900,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 16.10.2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Yasasının 30/12.maddesi gereği sigorta tahkim komisyonlarının 40.000,00 TL’yi geçmeyen kararları kesindir. Dosyada itiraz hakem heyeti tarafından aldırılan aktüer raporunda davacının zararının 48.619,55 TL olduğu tespiti yapılmış davacı vekili tarafından 39.900,00 TL ıslah yapılmışsa da bilirkişi tarafından belirlenen ihtilaflı tutar dikkate alınarak dosyanın kesinlik sınırı üzerinde olduğu kabul edilerek incelemeye geçilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, itiraz hakem heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı …Ş. vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminatı istemine ilişkindir.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51. maddesi (818 sayılı BK’nin 43.) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda, davacı yolcu konumundadır. Soruşturma dosyasındaki ifade tutanaklarına göre davacı ile davalı …Ş. tarafından sigortalı araç sürücüsünün arkadaş oldukları anlaşılmaktadır. İtiraz hakem heyetince davacı ile araç sürücüsünün arkadaş oldukları gerekçesiyle olayda hatır taşıması bulunmadığı yönünde hatalı şekilde değerlendirme yapılmıştır. O halde, davacı yolcu ile dava dışı araç sürücünün arkadaş olup gezdikleri esnada kazanın meydana gelmesi nedeniyle aksinin ispat edilemediği olayda hatır taşıması bulunduğunun kabulü ile tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Destekten yoksun kalma zararının hesabında desteğin gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması,genel kabule göre aktif devrenin 60 yaş sonunda hitama ereceğinin kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Somut olayda, pasif dönem başlama yaşı olarak 65 yaşın esas alınması ve buna göre hesaplama yapılması hatalıdır. Bu nedenlerle,pasif dönemin 60 yaş itibarı ile başlayacağı gözetilerek, rapor düzenleyen aktüerya uzmanından ek rapor alındıktan sonra, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
4- İtiraz Hakem Heyeti’nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi ve AAÜT’nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı …Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı …Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.