Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/14782 E. 2021/3887 K. 29.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/14782
KARAR NO : 2021/3887
KARAR TARİHİ : 29.06.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
MAHKEMESİ :İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacılar vekili, davacıların murisinin 04/01/2016 tarihinde davalı … şirketi nezdinde sigortalı araç ile seyir halindeyken başka bir araçla çarpışması sonucu meydana gelen çift taraflı trafik kazasında vefat etmesi sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplamda 40.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında destek tazminatı talebini davacı … için 239.450,60 TL, davacı … için 34.875,60 TL, davacı … için 3.357,12 TL, davacı … için 15.620,23 TL, davacı … için 16.516,45 TL olarak yükseltmiştir
Davalı vekili, destek şahsının kusuruna karşılık gelen taleplerin teminat kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun reddine karar verilmiş, davacı vekilinin sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyetine itirazı üzerine itiraz hakem heyetince; itirazın kabulü ile davacı … için 11.715,16 TL, davacı … için 12.387,34 TL, davacı … için 179,156,51 TL, davacı … için 2.652,85 TL ve davacı … için 26.156,71 TL’nin 20/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı davacı ve davalı … vekili tarafından ayrı ayrı süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesince, taraf vekillerinin davacılar …, …, … ve … Yönünden istinaf başvurusunun HMK 352. Maddesi uyarınca reddine, davalı vekilinin davacı … yönünden istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin davacı … … yönünden yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile davacı … için hükmedilen tazminat miktarının düzeltilerek, yeniden hüküm kurulmasına, başvuranlardan … için 11.715,16 TL, … için 12.387,34 TL, … için 239.450,30 TL, … için 2.652,85 TL ve … için 26.156,71 TL olmak üzere 20/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle
birlikte davalı … şirketinden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 17/12/2019 gün 2018/1347 E-2019/12113 K sayılı ilamı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilerek dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince 08/07/2020 tarihli karar ile itiraz hakem heyetinin bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu gerekçesiyle dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın yeniden Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.2020 tarih, 2019/4-2019/1 sayılı kararı ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi ile kurulan sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyetinin bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu kararlaştırıldığından Dairemizin 17/12/2019 gün 2018/1347-2019/12113 sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına karar verilerek dosyanın yeniden incelenmesi sonunda;
2-Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.2020 tarih, 2019/4-2019/1 sayılı kararı ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi ile kurulan sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyetinin bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu kararlaştırıldığından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi’nin 21/12/2017 tarih, 2017/553-2017/1209 sayılı kararının kaldırılarak davacılar vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.
3-5684 sayılı Sigortacılık Yasasının 30/12.maddesi gereği sigorta tahkim komisyonlarının 40.000 TL’yi geçmeyen kararları kesindir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. İtiraz Hakem Heyetince davacı … için 11.715,16 TL, davacı … için 12.387,34 TL, davacı … için 2.652,85 TL ve davacı … için 26.156,71 TL’nin hükmedilmiştir. Bu sebeple karar kesin niteliktedir. Davalı vekilinin temyiz isteminin davacılar … …, … …, … … ve … … yönünden kesin olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
4-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacının desteğinin, davalıya zorunlu zorunlu mali sorumluluk sigortalı aracın sürücüsü iken gerçekleşen çift taraflı kazada asli kusuru sonucunda öldüğü dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre, sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Yeni Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiş olupyeni Genel Şartların C.10. maddesi ile, 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır.
Yeni Genel Şartların C.11. maddesine göre; yeni genel şartlar, genel şartların yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır.
Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 93. ve Sigortalılık Yasası 11. maddesi gereği Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Böylece Hazine Müsteşarlığı, Kanundan aldığı yetki ile Zorunlu Sigorta Genel Şartlarını belirler. Bu nedenle Zorunlu Sigorta Genel Şartlarını Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenen genel işlem koşulu kapsamında değerlendirmek mümkün değildir.
Bir sözleşmenin genel işlem koşulu kapsamında olması için sözleşme yapılırken taraflardan birinin önceden tek taraflı olarak sözleşme şartlarını hazırlayarak diğer tarafa sunması gerekir. Oysa Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartları, sözleşmede taraf olmayan Hazine Müsteşarlığı tarafından kanundan alınan yetkiye dayalı olarak belirlenmektedir. Ayrıca Genel Şartları, Türk Borçlar Kanunu 20. maddesinin son fıkrasında “Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.” düzenlemesi kapsamında düşünmek de mümkün değildir. Çünkü kanunda açıkça belirtildiği üzere, kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmeler yürütmekte oldukları bir hizmet ile ilgili olmalıdır. Oysa Hazine Müsteşarlığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası hizmeti veren bir kuruluş olmadığı gibi hizmeti alan taraf ile bir sözleşme ilişkisi içinde de bulunmamaktadır.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın uygulanmasının, Karayolları Trafik Kanunu’nun 95.maddesinde belirtilen tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği ilkesine aykırı olduğunu söylemek de mümkün değildir. Zira bu ilkenin uygulanabilmesi her iki tarafın özgür iradesi ile poliçe düzenlendikten sonra zarar görenin aleyhine tazminatın kaldırılması ya da azaltılmasını gerektirecek değişikliklerin yapılması durumunda geçerli olacaktır. Oysa 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibarı ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası’nın kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmek de mümkün olmayacaktır.
Kaldı ki; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423. maddesine göre sigortacı, sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemiş ise sözleşme poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olur.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminatının kapsamı, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan Genel Şartlara göre belirlenir. Nitekim Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde yapılan değişiklikle, zorunlu sigortacının kapsamındaki tazminatları belirlemede Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının göz önüne alınması esası getirilmiştir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise Genel Şartların A.3. maddesinde “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise Destekten Yoksun Kalma (Ölüm) Teminatı “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” Şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. maddesinin (c ) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde, “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminatının dışında kalan hallerden sayılmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.1. maddesi, A.3. maddesi, A.5. maddesinin (ç) bendi, yine A.6. maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde bir motorlu aracın işletilmesi sırasında destekten yoksun kalınan zararın, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olması için şu şartların gerçekleşmesi gerektiği söylenebilir.
a) Talep edilen destek tazminatı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk ve sorumluluk riski çerçevesinde genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin olmalıdır. Sigortalının hukuki sorumluluğu olmayan veya sigortalının sorumluluk riski içinde bulunmayan tazminat taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmayacaktır.
b) Motorlu aracın işletilmesinden dolayı ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. İşleten ve işletenin sorumlu olduğu şahısların dışında bir üçüncü kişinin ölüm neticesi, destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak, poliçede taraf olan işleten(sigortalı) yada işletenin eylemlerinden sorumlu bulunduğu kişilerin ölmesi durumunda ölen kişi, üçüncü kişi sayılmayacağı için desteğinden yoksun kalanların zararından sigortacı sorumlu olmayacaktır.
c) Sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla desteğin kendi kusurundan kaynaklanan destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır.
Somut olayda, sürücü/desteğin sevk ve idaresindeki araç ile 04/01/2016 tarihinde kendi kusuru ile sebebiyet verdiği kazada öldüğü, poliçenin düzenlenme tarihinin de 10/10/2015 tarihi olduğu anlaşılmaktadır. Davalının sorumluluğunun kapsamı 01.06.2015
yani davaya konu trafik kazasından önce yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir.
Genel Şartların “Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.6. maddesi (d) bendinde; “destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” teminat kapsamı dışında bırakılmış olup bu nedenle kendi ölümüne neden olan sürücünün (desteğin) kusuruna isabet eden destek tazminatı talebi ZMSS poliçe teminatı kapsamında değildir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nunda sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber desteğin kusuruna denk gelen destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığına göre, davacının davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmadığından davacı … … yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle Dairemizin 17/12/2019 gün 2018/1347-2019/12113 sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi’nin 21/12/2017 tarih, 2017/553-2017/1209 sayılı kararının kaldırılmasına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin davacılar … …, … …, … … ve … … yönünden kesin olması nedeniyle REDDİNE, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin davacı … … yönünden temyiz itirazının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 29/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.