Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/14636 E. 2023/4073 K. 20.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/14636
KARAR NO : 2023/4073
KARAR TARİHİ : 20.03.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/327 E., 2021/163K.
HÜKÜM/KARAR : Davacının istinaf başvurusunun reddine / Davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/821 E., 2019/815 Karar

Taraflar arasındaki trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, 31.07.2017 tarihinde meydana gelen dava dışı sürücünün sevk ve idaresindeki aracın davacının sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, davalı şirkete yapılan başvuru neticesinde davalı şirket tarafından herhangi bir ödemede bulunulmadığını, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 25,00 TL geçici iş göremezlik, 25,00 TL meslekte kazanma gücü kaybı, 25,00 TL hasta bakım masrafları olmak üzere toplam 75,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Ziraat Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde; kazaya ilişkin tutulan trafik kaza tespit tutanağına göre; davacı sürücü kazanın oluşumunda birinci derecede ve asli kusurlu olup bu nedenle dosyanın kusur yönünden ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, dosyanın maluliyet değerlendirilmesi için ATK 3. İhtisas dairesine gönderilmesini, dava öncesi sigorta şirketine başvuru yapılmadığından dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Genel Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın kaza tarihini kapsayan geçerli … poliçesi müvekkili sigorta şirketi nezdinde bulanmadığını, bu nedenle husumet itirazında bulunduğunu, kaza tarihini kapsayan geçerli sigorta poliçesi müvekkili şirket nezdinde bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının tam kusuru sonucu meydana gelen zararı poliçe teminatı kapsamında kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kaza tutanağı ile dosyada bulunan kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerekirken hatalı hüküm kurulduğunu, müvekkiline izafe edilebilecek kusur oranı bulunmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kaza tespit tutanağında davacının ve dava dışı sürücünün kusurlu olduğunun belirtildiği, 09.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, dava dışı sürücünün kusursuz olduğunun belirtildiği, itiraz üzerine alınan ve dosyada mevcut Ankara ATK Trafik İhtisas Daire Başkanlığı’nın kusur raporunda; davacı sürücü …’ın asli ve tam %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, dava dışı sürücünün kusursuz olduğunun belirtildiği, davacının otomobili ile hızını görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, yola gereken dikkati vermediği, olay mahallinde karşı istikamet şeridine geçerek karşı istikametten seyreden aracın seyir şeridini kapattığı kazada asli ve tam kusurlu olduğu, dava dışı sürücünün kamyoneti ile kendi şeridinde seyri esnasında karşı istikametten seyreden otomobilin şerit ihlali yaparak çarpışmaları ile neticelenen kazada atfı kabil kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; kaza tutanağı ile dosyada bulunan kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerekirken hatalı hüküm kurulduğunu, müvekkiline izafe edilebilecek kusur bulunmadığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; trafik kazası nedeni ile bedensel zarar tazminatı talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3 ve 55. maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85,89,90,91 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.

3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Değerlendirme bölümünde açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.3.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.