Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/14376 E. 2022/215 K. 12.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/14376
KARAR NO : 2022/215
KARAR TARİHİ : 12.01.2022

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası hakkında Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun reddine dair verilen kararın davacı vekili başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 02/08/2016 tarih ve 2016/İHK-948 sayılı itirazın kabulüne karar verilmesi üzerine, davalı vekilinin başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, dair verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine,Yargıtay 17. Hukuk Dairesince verilen 06/02/2020 tarihli bozma kararı sonrası, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen 07/07/2020 tarihli geri çevirme kararının Dairemize gönderilmesi üzerine, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna sunmuş olduğu dilekçe ile, davacı …’ün sevk ve idaresindeki … plâkalı aracın 24/08/2014 tarihinde karşı yönden ve ters şeritten gelen bir kamyonun hatalı seyri nedeniyle savrulduğunu, kaza yaptığını, kaza sonucu yaralanmış olduğunu, kaza sonrasında hemen ambûlansla hastaneye götürüldüğünü, bu nedenle kaza tespit tutanağının hatalı olarak düzenlendiğini ve davacının tek taraflı kaza yapmış gibi gösterildiğini, kazaya neden olan kamyonun tespit edilemediğini, davacının malûliyeti nedeniyle uğramış olduğu zararın tazmini için Güvence Hesabına yapılan başvurunun reddedildiğini belirterek şimdilik 9.000,00 TL malûliyet ve geçici işgöremezlik zararının davalı … Hesabından tahsilini talep etmiş, 25/07/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat talebini 65.219,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, trafik kazası tespit tutanağından anlaşılacağı üzere davacının tek taraflı ve tam kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiğini, davacı tarafça kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen aracın varlığı ve kusurunun somut delillerle ispat edilemediğini, bu nedenle talebin reddi gerektiğini belirtmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; talebin reddine karar verilmiş, davacı tarafça itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından; başvuru sahibi …’ün itirazının kabûlüne, Sigorta Hakemi tarafından verilen 09/10/2015 tarih 2015/10459 karar sayılı kararın kaldırılmasına, 65.219,00 TL malûliyet tazminatının 16/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte Güvence Hesabından tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik olarak davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü kısmen reddine; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 02/08/2016 tarih 2015/İ.1532-2016/İHK-948 sayılı kararının kaldırılmasına, Davacının talebinin kabûlüne, 65.219,00 TL malûliyet tazminatının 16/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Hesabından alınarak davacı …’e verilmesine,
karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 06/02/2020 tarih ve 2018/561 Esas,2020/878 Karar sayılı ilamı ile Olayın davacının beyanında açıkladığı şekilde, plakası tespit edilemeyen başka bir aracın sebebiyet vermesi sonucu gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durularak, bu hususun irdelendiği, davaya konu kazanın gerçekleşme biçimine dair kusur konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden kusur raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kusur raporu alınmadan eksik araştırma ile hüküm tesisi doğru görülmediği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesi tarafından, 5684 Sayılı Kanunun 30/12. maddesinde Tahkim Komisyonu kararları aleyhine “temyiz” kanun yoluna gidilebileceği ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 19/06/2020 tarih, 2019/4 Esas ve 2020/1 Karar sayılı kararı gereğince verilen kararın temyiz incelemesine tabii olduğu gerekçesiyle dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine gönderilmesi için dosyanın saklama kararı veren mahkemeye geri çevrilmesine,dair verilen karar temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiştir.
1-Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 06/02/2020 tarih ve 2018/5655 Esas,2020/889 Karar sayılı ilamı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilerek dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince itiraz hakem heyetinin bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı 20/07/2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu gerekçesiyle dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın yeniden Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.2020 tarih, 2019/4-2019/1 sayılı kararı ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi ile kurulan sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyetinin bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu kararlaştırıldığından Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 06/02/2020 tarih ve 2018/561 Esas,2020/878 Karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına karar verilerek dosyanın yeniden incelenmesi sonunda;
2-Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.2020 tarih, 2019/4-2019/1 sayılı kararı ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi ile kurulan sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyetinin bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı 20/07/2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu kararlaştırıldığından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesi’nin 23/11/2017 tarih, 2017/518 Esas-2017/845 Karar sayılı kararının kaldırılarak davalı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.
3- Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminata ilişkindir.
Dava konusu kazaya ilişkin 24/08/2014 tarihli trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde kazanın tek taraflı kaza olarak değerlendirildiği, aracın yolun orta refüj kısmındaki su kanalına düşerek yolun karşı yönüne geçip takla atmak suretiyle yolun kenar kısmında bulunan su kanalında ters durumda kaldığı, davacının şerit izleme kurallarını ihlalden tam kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının iddiası ise; kazaya başka bir
aracın sebep olduğu, başka bir aracın davacının şeridine girmesi sonucu davacının direksiyon hakimiyetini kaybettiği yönündedir. Her ne kadar bölge adliye mahkemesince ” 6102 sayılı TTK’nın 1409. maddesi gereğince, sigortacının sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarar ve bedelden sorumlu olduğu, sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükünün sigortacıya ait olduğu, davacının kaza sonrasında yaralandığı için kazadan kısa bir süre sonra hastaneye kaldırıldığı, Kaza tespit tutanağının olay yerinde kazaya karışan taraflardan hiç birisinin bulunmadığı bir sırada düzenlenmiş olduğu, davacının meydana gelen rizikoya ilişkin TTK 1446. maddesinde öngörülen ihbar yükümlülüğünü kasten yerine getirmediğinden söz edilemeyeceği Bu itibarla ispat yükünün yer değiştirdiği, sigortacıya geçmiş olduğu sigorta kuruluşu tarafından da olayın meydana geliş şekli somut olarak ispat edilemediğinden davacının tazminat talep etme hakkı bulunduğu ” belirtilmiş ise de; 6102 sayılı TTK nın 1409. Maddesi gereğince sigortacı sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarar ve bedelden sorumludur. Eğer sözleşmede öngörülen riziko gerçekleşmedi ise yani somut olayda meydana gelen kaza davacının kusuru sonucu gerçekleşen tek taraflı bir kaza ise davalının sorumluluğunu gerektiren plakası tespit edilememiş ikinci bir araç olaya sebebiyet vermedi ise davalı … Hesabının herhangi bir sorumluluğu doğmayacaktır. Bunun için de öncelikle aydınlatılması gereken konu olayın davacının kusuru sonucu gerçekleşen tek taraflı bir kaza mı yoksa başka bir aracın sebep olması sonucu meydana gelen bir kaza olup olmadığıdır. Trafik kazası tespit tutanağında olayın davacı kusuru sonucu meydana gelen tek taraflı bir trafik kazası olarak belirtildiği gözetilerek olayın aydınlatılması zorunlu olup davacının kasten ihbar yükümlüğüne aykırı davranmadığı, bu nedenle de olayın tutanakta bahsedilen şekilde gerçekleşmediğini ispat yükünün davalıda olduğu kabulü doğru değildir. Sigorta kapsamında kalan rizikonun gerçekleştiğini ispat yükü davacıda olup gerçekleşen rizikonun teminat dışında kaldığını ispat yükü sigortacıdadır. Öyle ise yapılan araştırma karar vermek için yeterli değildir. Olayın davacının beyanında açıkladığı şekilde, plakası tespit edilemeyen başka bir aracın sebebiyet vermesi sonucu gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durularak, bu hususun irdelendiği, davaya konu kazanın gerçekleşme biçimine dair kusur konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden kusur raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kusur raporu alınmadan eksik araştırma ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
4-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 06/02/2020 tarih ve 2018/561 Esas,2020/878 Karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına,(2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesi’nin 23.11.2017 tarih, 2017/518 Esas-2017/845 Karar sayılı kararının kaldırılmasına (3) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.