YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1264
KARAR NO : 2022/3090
KARAR TARİHİ : 22.02.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, borçlu davalılar hakkında takip başlattıklarını, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile davalı … ve … borçlular aleyhine muvazaalı takipler yaptıklarını belirterek bu muvazaalı takiplerin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 12/01/2016 tarih 2014/4113 Esas 2016/175 Karar sayılı ilamı ile onanmış, davalıların karar düzeltme istemi üzerine 20/03/2018 tarih 2017/2850 Esas 2018/2765 Karar sayılı ilamı ile, diğer karar düzeltme isteminin reddine, dava dayanaklarından Uşak 3.İcra Müdürlüğünün 2009/12063 sayılı takip dosyası ile ilgili olarak icranın geri bırakılmasına karar verildiğinden ve karar kesinleştiğinden, davacı alacaklı tarafından İİK’nın 33/a maddesine göre dava açılıp açılmadığının araştırılması, açılmış ise bekletici mesele yapılması gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece alacaklının Niğde Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davanın tarihinin 06/06/2017 olduğu tasarrufun iptali davasının ise 17/03/2010 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibari ile davacı tarafından İİK’nın 33/a maddesi uyarınca açılmış dava olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Davacı vekilince, borçlu şirketin karardan önce münfesih olduğu, resen sicilden silindiği ve ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği belirtildiğinden borçlu şirketin taraf ehliyetinin ortadan kalktığı anlaşılmaktadır. Taraf ehliyetinin yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerektiğinden davacıya borçlu şirketin ihyası için süre verilmesi ve oluşacak taraf huzuru ile davanın görülmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi sureti ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Dava konusu alacağın dayanağını Uşak 3. İcra Müdürlüğünün 2009/12060 ve 2009/12063 sayılı takip dosyaları oluşturmuştur. Bunlardan 2009/12063 sayılı dosya yönünden icranın geri bırakılması kararı verilmiş ve kesinleşmiştir. Ancak Uşak 3. İcra Müdürlüğünün 2009/12060 sayılı takip dosyası derdest ve varlığı devam ettiğinden bu takip
dosyası ile ilgili olarak verilen kabul kararı onama ve karar düzeltme isteminin reddi ile kesinleşmiştir. Hal böyle iken bu takibi de kapsayacak şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
3- Dairemizin (kapatılan 17. Hukuk Dairesi) 20/03/2018 tarihli karar düzeltme ilamında, Uşak 3. İcra Müdürlüğünün 2009/12063 sayılı takip dosyası ile ilgili olarak icranın geri bırakılmasına karar verildiği ve bu karar kesinleştiğinden, davacı alacaklı tarafından İİK’nın 33/a maddesine göre dava açılıp açılmadığının araştırılması açılmış ise bekletici mesele yapılması gerektiği belirtilmiş, bozmadan sonra davacı alacaklı tarafından bu kapsamda Niğde 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/319 Esas sayılı dosyasından dava açıldığı anlaşılmıştır. Bu halde Niğde 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/319 Esas sayılı dosyasının kesinleşen sonucunun bekletici mesele yapılarak oluşucak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1-2) ve (3) bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.