Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/12228 E. 2022/6289 K. 30.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/12228
KARAR NO : 2022/6289
KARAR TARİHİ : 30.03.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı tarafın itirazının reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili; 05/10/2016 tarihinde davalı … nezdinde … poliçesi ile sigortalı olan aracın hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen tek taraflı kazada araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacıların desteğinin hayatını kaybettiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 350,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah ile talebini toplamda 88.799,62 TL ‘ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davanın kabulü ile … için 74.816,47 TL, … için 572,97 TL ve … için 13.260,18 TL olak üzere toplamda 88.649,62 TL destek tazminatının 05/01/2017 tarihinden itibaren işlyecek yasal faizi ile davalı … şirketinden tahsiline karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine itirazın reddine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK’nin 43. (6098 sayılı TBK’nin 51.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Davalı taraf, davacının sigortalı araçta hatır için taşındığı savunmasında bulunarak, bu sebeple tazminattan indirim yapılmasını talep etmiş; İtiraz Hakem Heyeti tarafından, hatır taşımasına ilişkin delil bulunmadığı gerekçesiyle, davalı yanın bu savunmasına itibar edilmemiştir.
Somut olayda, davacı yolcu konumundadır. Dosyanın incelenmesinden, davalının sürücüsünün ve arkadaşının davacıyı yolda görerek eve bırakmak istedikleri, meydan gelen kaza sonucu araç sürücüsü ve davacı dışındaki diğer yolcunun hayatını kaybettiği anlaşılmaktadır. Davacı ifade tutanağında şoför ile aralarındaki ilişkinin ne olduğu tam olarak
açıklamamıştır, olayda hatır taşıması bulunup bulunmadığının tespiti açısından somut olay irdelenerek, bedel karşılığı taşınıp taşınmadığı hususunun araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Bu itibarla; tazminat hesaplamasında, 1931 tarihli PMF Tablosu’nun kullanılması isabetli görülmemiştir.
Davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve İHH tarafından da karar esas kabul edilen aktüer raporunda; 01/06/2015 tarihli … Genel Şartları dahilinde, PMF 1931 Yaşam Tablosu’na göre ve işleyecek devre bakımından ise “devre başı ödemeli belirli süreli rant” formülü kullanılarak tazminat hesabı yapılmıştır. Tazminat hesaplamasında, yeni ZMSSGŞ ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. Maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni … Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı için, TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve %1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması gereklidir. Kazınılmış haklar da gözetilerek, TRH 2010 tablosu ve bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması ile yapılan hesabın PMF 1931 tablosu ve prograsif rant esas alınarak yapılan hesabı aşması halinde, davacının talebi de aşılmamak kaydı ile PMF 1931 tablosu ve prograsif rant esasına göre karar verilmesi gereklidir. Eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülememiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 30/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.