YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11456
KARAR NO : 2022/5862
KARAR TARİHİ : 24.03.2022
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince verilen 25/11/2019 – 2019/İHK-17373 sayılı kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; … plakalı sigortalı aracın 25/08/2016 tarihli trafik kazasında müvekkili …’un yaralanmasına ve malul kalmasına sebep olduğunu, Dokuz Eylül Üniversitesinden alınan 11/02/2019 tarihli Sağlık Kurulu Raporuna göre maluliyet oranı %19 kalıcı sakatlık niteliğinde (sürekli iş görmezlik) olduğu belirtmekle davalı kuruluşa yaptıkları müracaatın sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 40.000,00 TL daimi maluliyet tazminatı ve 1.200,00 TL rapor ücretinin işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili isteminde bulunmuş, talebini 80.819,00 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komiyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kabulü ile 80.819,00 TL sürekli maluliyet tazminatının 11/03/2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince; başvurana ait itirazın reddine, davalı … vekiline ait itirazın kısmen kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına; başvurana ait talebin kısmen kabulü ile 64.735,20 TL maluliyet tazminatının, 11/03/2019 tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Trafik kazasında bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesinin çalışmalarıyla “TRH 2010”
adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Bu itibarla; tazminat hesaplamasında,TRH 2010 Tablosunun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve UHH tarafından da karara esas kabul edilen Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 01/06/2015 tarihli raporda, … Genel Şartları dahilinde, TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre ve %1,8 teknik faiz uygulanarak, işleyecek devre bakımından ise “devre başı ödemeli belirli süreli rant” formülü kullanılarak tazminat hesabı yapılmıştır. Tazminat hesaplamasında, yeni ZMSSGŞ ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni … Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli ranf formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir ki, esas alınan rapor bu yönüyle yeterli bir rapor değildir.
Açıklanan tüm bu nedenler karşısında; davacı için, TRH 2010 Tablosuna göre muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesi, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından da “progresif rant” formülü kullanılarak tazminatın hesaplanmasının gerektiği dikkate alınmak suretiyle, daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre (sürekli işgücü kaybı tazminat miktarı için davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınarak) karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.