Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/11209 E. 2022/4209 K. 08.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11209
KARAR NO : 2022/4209
KARAR TARİHİ : 08.03.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kısmen kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 06/03/2019 tarih 2019/İHK-2514 sayılı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunda, 07/06/2011 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu sigortasız aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucunda davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 23.300,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının olay tarihinden itibaren yasal faiz ile beraber davalı sigortadan tahsilini talep etmiş; ıslahla toplam talebini 179.961,39 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, sürücü belgesiz kişinin aracına binme eylemi nedeniyle %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak başvurunun kısmen kabulüne, 143.969,12 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 28/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine itirazın reddine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Olay tarihinde yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesinde, “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yer almakta, aynı Genel Şartların A.3. maddesinin (b) bendinde ise işleten tarafından ileri sürülecek taleplerin teminat dışı bırakıldığı ifade edilmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun Tanımlar başlıklı 3.maddesinde araç sahibi, araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişi olarak tanımlanırken, işleten, araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi
hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi olarak tanımlanmış, ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimsenin de işleten sayılacağı belirlenmiştir.
Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın sürücülüğünü davacının oğlu …’ın yaptığı ve meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, ruhsat bilgilerine göre aracın sahibinin davacı değil, davacının eşi … olduğu, buna karşılık davacı …’ın 15/07/2011 tarihindeki ifadesinde, davaya konu kazaya karışan aracın kendisine ait olduğunu, kazaya aracın sağ arka tekerleğinin civatalarının gevşemesi nedeniyle lastiğin çıkmasının neden olduğunu, tekerin civatalarının gevşemesinin tamamen kendisinin kontrol etmemesinden kaynaklandığını, başka bir ifadeyle aracın fiili hakimiyetinin kendisinde olduğunu ve aracın işleteni olduğunu ikrar ettiği anlaşılmakla, işleten tarafından ileri sürülecek taleplerin teminat kapsamında olmadığı gözetildiğinde, açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işleten sıfatının tartışılmayarak kısmen kabul kararı verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre, Sigortacılık Kanunu’nun 30/17 maddesi, 19/01/2016 tarihli ve 29598 uyarınca Resmi Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 maddesinde uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak AAÜT’nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, dosyanın hakem kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 08/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.