Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/11207 E. 2022/4211 K. 08.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11207
KARAR NO : 2022/4211
KARAR TARİHİ : 08.03.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kısmen kabulüne dair karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 30/04/2019 tarih ve 2019/İHK-4218 sayılı tarafların esasa ilişkin itirazlarının reddine dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunda, 26/12/2014 tarihinde, davacının yolcu olarak bulunduğu davalıca zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı motosiklet ile dava dışı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucunda davacı yolcunun yaralanarak malul kaldığını ve sürekli bakıma muhtaç olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.005,00 TL sürekli bakıcı gideri tazminatının olay tarihinden itibaren avans faiz ile beraber davalı sigortadan tahsilini talep etmiş; ıslahla toplam talebini 268.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kısmen kabulüne, 214.000,00 TL sürekli bakıcı gideri tazminatının 14/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davacı vekili ile davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine tarafların esasa ilişkin itirazlarının reddine, ancak davalı lehine vekalet ücreti takdirine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarara ilişkin tazminat istemine ilişkindir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı lehine hesaplanan maddi tazminattan, İtiraz Hakem Heyeti tarafından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması nedeniyle, indirim sonrası belirlenen tazminat tutarı hüküm altına alınırken, davanın kısmen reddine karar verildiğinden, davalı … lehine reddedilen miktar üzerinden nisbi vekalet ücretinin 1/5’i tutarında 1.258,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Oysa, yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği göz önüne alınması gerekirken davalı Halk Sigorta A.Ş. yararına müterafik kusur indiriminden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Davacı vekili, davacının meydana gelen kazada ömür boyu bakıma muhtaç hale gelecek şekilde malul kaldığını açıklayıp sürekli bakıcı gideri talebinde bulunmuş, hakem heyetince hükme esas alınan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 16/07/2018 tarihli raporda davacının T3 komplet parapleji(felç), idrar ve dışkı tutamama nedeni ile ömür boyu sürekli bakıma muhtaç olduğu belirlenmiş olup, raporda uygulanan yönetmelik olay tarihi itibariyle uygun olsa da davacının öncelikle maluliyet oranının belirlenmesi ve davacının bir gün için de ne kadar süre ile bakıma muhtaç olduğu hususlarının net bir şekilde tespit edilmesi, daha sonra bu tespite uygun şekilde yeniden hesap yapılması gerekmesine rağmen, bu durumun gözetilmemiş olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
4-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK.nun 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Dosyadaki belge ve bilgilerden, davacının, davalıca sigortalı motosiklette yolcu olduğu anlaşılmakla, kaza tespit tutanağında koruyucu tertibatlardan kask kısmının silik olmakla, okunaklı olmadığı, bu nedenle davacının kask durumunun netleşmediği, yaralanma yeri de dikkate alınmak suretiyle davacının kask takıp takmadığının net bir şekilde tespit edilmesi ve varılacak sonuca göre kaskın takılı olmaması halinde belirlenen zarardan Dairemiz yerleşmiş içtihatları göz önüne alındığında yukarıda açıklaması yapılan TBK’nın 52. maddesinde belirtilen uygun ölçülere göre %20 oranında bir indirim yapılması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak kask durumuna ilişkin yeterince araştırma yapılmaması doğru görülmemiş; İtiraz Hakem Heyeti kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
5- Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK’nin 43.(6098 sayılı TBK’nin 51.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda, davacı motosiklette yolcu konumundadır. Soruşturma dosyasındaki ifade tutanaklarına göre davacı ile davalı nezdinde sigortalı bulunan araç sürücüsünün arkadaş oldukları anlaşıldığından olayda hatır taşıması bulunduğunun kabulü ile tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
6-Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi ile 19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 maddesinde “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak AAÜT’nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (3), (4), (5) ve (6) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, dosyanın hakem kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 08/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.