YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11113
KARAR NO : 2022/5015
KARAR TARİHİ : 16.03.2022
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen karara davalılar vekili tarafından yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalıların itirazının reddine dair verilen kararın süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü
KARAR
Davacı vekili; müvekkilinin, 12/10/2016 tarihinde trafik sigortası bulunmayan araçta yolcu olarak bulunduğunu, bu araç ile davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından ZMS ile sigortalanan araç arasında gerçekleşen çift taraflı kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere sürekli maluliyet tazminatı, geçici maluliyet tazminatı ile geçici bakıcı gideri tazminatı yönünden 6.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden yasal faizi ile davalılar … ve … Sigorta A.Ş.’den kusurları oranında tahsilini talep etmiş, ıslahla talebini 174.844,98 TL’ ye yükseltmiştir.
Davalılar, başvurunun reddini savunmuşlardır.
Sigorta Uyuşmalık Hakem Heyeti tarafından, %20 müterafik kusur indirimi yapılarak, başvurunun kısmen kabulü ile 139.875,98 TL maddi tazminatın, 69.937,99 TL’lik kısmının 17/11/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile beraber davalı …’ndan; 69.937,99 TL’lik kısmının 01/02/2017 tarihinden itibaren yasal faizi birlikte davalı …Ş.’den tahsili ile başvuru sahibine verilmesine karar verilmiş; karara davalılar tarafından itiraz edilmiştir.
Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalıların itirazlarının ayrı ayrı reddine dair verilen karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalıların aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Ancak somut olayda, kaza tarihi 12/10/2016 olup, hükme esas alınan, davacının başvuru yaparken dosyaya sunduğu 12/06/2018 tarihli Uludağ Üniversitesi Sağlık Uygulama Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen erişkinler için engelli sağlık kurulu raporunun hangi yönetmelik hükümleri esas alınarak düzenlendiği belli değildir.
Şu durumda, 12/10/2016 olan kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte olup, bu yönetmelik hükümlerine uygun şekilde adli tıp kurumu veya üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla, yeni bir rapor alınıp (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, her iki davalı yararına bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre, Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi ile 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete’de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 maddesinde “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davalılardan … vekili cevap dilekçesindeki savunmasında, davacının kazaya karışan sigortasız araçta hatır için taşındığını ileri sürerek belirlenecek zarardan indirim yapılması gerektiğini bildirmiştir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir.
Somut olayda, davacı ile yolcu olarak bulunduğu sigortasız aracın sürücüsü arasındaki yakınlık dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda taşımanın başvuranın yararına yapıldığına dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığından hatır taşıması indirimi yapılmadığı belirtilmiş davalı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince de aynı gerekçe ile itiraz red edilmiştir.
Ancak yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince olayla ilgili Savcılık Soruşturma dosyası ve dava açılmış ise Ceza dava dosyasının bulunduğu yerden getirtilerek davacının yolcu olduğu sigortasız araçta menfaat karşılığı mı hatır için mi taşındığının araştırılması ve %20 oranında hatır indirimi yapılıp yapılmaması hususu tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, davalılardan … yararına bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının her iki davalı yararına; (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılardan … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının davalılardan … yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 16/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.