Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/10993 E. 2022/4539 K. 10.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10993
KARAR NO : 2022/4539
KARAR TARİHİ : 10.03.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Davacı … vekili Av. … tarafından, davalı …aleyhine 27/01/2020 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun usulden reddine dair verilen 05/06/2020 günlü kararın davacı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davacı vekilinin itirazının kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, başvurunun kabulüne dair verilen 29/09/2020 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

K A R A R

Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu … plaka sayılı araç ile davacının sevk ve idaresindeki motorsiklet arasında meydana gelen çift taraflı kaza sonucunda yaralanan davacının % 9,8 oranında malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; ıslah dilekçesiyle taleplerini 82.768,90 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafından sunulan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmediğini, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; başvuru sahibi tarafından tahkim başvurusu öncesinde davalı … şirketine ibraz edilen maluliyet raporunun usulüne uygun olarak düzenlenmediği ve ön başvuru şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle başvurunun dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine karar verilmiş; bu karara, davacı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından; davacının itirazının kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile başvurunun kabulüne ve 82.768,90 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 14/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, … Üniversitesi … Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Eldeki davada; davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan bilirkişi raporunda, TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz esas alınarak hesap yapılmış, Uyuşmazlık Hakem Heyetince TRH 2010 ve 1,8 teknik faiz esasına göre yapılan hesaplama sonucu bulunan zarara hükmedilmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetinde hükme esas alınan tazminat hesaplamasında, yeni ZMSSGŞ ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni … Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan yapılması gereklidir ki, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından esas alınan raporda TRH 2010 ve 1,8 teknik faiz yöntemi esas alınarak hazırlanan rapor benimsenmiş, davacı vekili PMF 1931 yaşam tablosu ve progresif rant ile hesaplamanın yapılmasını talep etmiştir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı için, her ne kadar kaza tarihi itibariyle TRH 2010 Tablosu’na göre hesaplama yapılması gerekirse de davacının talebi dikkate alınarak davacının bakiye ömür süresinin PMF 1931 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplamanın yapıldığı rapor alınıp oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmesi gerektiğinden, İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
b) Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Sözkonusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı
olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 09/04/2019 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti % 7 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirleme yapıldığı görülmekte olup, raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe uygun olduğu, dosyaya sunulan ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından benimsenerek hükme esas alınan … Üniveristesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 30/10/2019 tarihli raporda ise; kaza tarihinde yürürlükte olmayan 20/02/2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki yönetmelik hükümleri ve ekinde cetvellerden yararlanılarak belirleme yapıldığı ve davacının % 9.8 oranında maluliyet kaybına uğradığının tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı tarafından sunulan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 09/04/2019 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere uygun biçimde, konusunda uzman doktor bilirkişi heyeti tarafından ve kazadaki yaralanma ile maluliyet arasındaki illiyet bağı da kurularak düzenlendiği ve maluliyet raporunun karara esas alınabilir mahiyette bir rapor olduğu gözetilmek suretiyle inceleme yapılması, davalı vekilinin Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına ilişkin diğer itirazları da değerlendirilip karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle kaza tarihinde yürürlükte olmayan yönetmelik hükümleri uyarınca hazırlanan 30/10/2019 tarihli maluliyet raporu esas alınarak karar verilmesi doğru olmayıp bu nedenle kararın bozulmasını gerektirmiştir.
b-) Hakem Heyetince, dava konusu kaza ile ilgili hiçbir kusur raporu alınmaksızın hesaplanan zararın tamamının davalı … şirketi tarafından tahsiline karar verilmiştir. Olay sonrasında tanzim edilen kaza tespit tutanağında davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün ilk geçiş hakkını vermemek kuralını ihlal ettiği, davacının ise kural ihlali olmadığı tespit edilmiştir. Hakem Heyetince, herhangi bir kusur raporu alınmaksızın davalıya trafik sigortalı araç sürücüsü tam kusurlu kabul edilerek karar verilmiş ise de; Hakem Heyetince alınan bir kusur raporu olmadığı gibi ceza soruşturma dosyasının akıbeti de dosya kapsamından anlaşılamamaktadır.
O halde, HMK’nın 266. madde hükümlerine göre İtiraz Hakem Heyetince, kazaya ilişkin ceza dosyasındaki somut olayla ilgili belgeler temin edilerek … Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişiden dosyadaki tüm deliller ve ceza dosyasındaki ifadeler ile birlikte değerlendirilerek kusur oranlarının belirlenmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli biçimde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
c-)5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5’i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının davacı yararına, 3 ( a, b ve c ) numaralı bentlerde belirtilen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 10/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.