YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10840
KARAR NO : 2022/5998
KARAR TARİHİ : 28.03.2022
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 21/12/2011 tarihinde davalının trafik sigortacısı olduğu araç ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosikletin karıştığı trafik kazası neticesinde yaralandığını, davalı … tarafından %13 maluliyet oranında 45.700,00 TL ödeme yapıldığı, ancak maluliyet arttığı belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 708,00 TL rapor ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş,talebini sürekli iş göremezlik tazminatı için 97.884,00 TL’ye, geçici iş göremezlik için 3.145,000 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
Sigorta Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; talebin kabulü ile 101.029,00 TL maluliyet tazminatı ile 708,00 TL rapor ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından itirazın reddine dair karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesi “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Yine 6100 sayılı HMK’nın kesin hükmü düzenleyen 303. maddesinde “(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir…” hükmüne yer verilmiştir. Yine aynı kanuna göre kesin hüküm itirazı dava şartlarından olup 6100 sayılı HMK’nın 115. maddesi gereği dava şartının her zaman ileri sürülmesi mümkündür.
Davalı vekili savunmasında davacının aynı kazadan kaynaklı olarak sürekli iş göremezlik,geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin daha önce İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/968 esas sayılı dosyadan açtığı davada sırasında ibraname,feragatname ve makbuz başlıklı belge ile asıl ve ferileri ile birlikte %13 oranında sürekli maluliyete istinaden
55.581,00 TL davacıya ödendiği,davacı da davasından feragat ederek, mahkemece 30/05/2017 tarihli kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, bu nedenle davanın kesin hüküm nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince,KTK 111/2. hükmü gereği, tazminat miktarı belirlenip sigorta şirketi tarafından ödendikten sonra belirlene bu miktarın gerçek zararı karşılamadığı gerekçesi ile itiraz edebilecekleri ve anlaşmayı iptal edebileceklerini öngörüldüğü,bu iptal için hükmün lafzında da açıkça ifade edildiği üzere, ödenen tazminat miktarının yetersiz olduğunun objektif olarak tespit edilmesi ve iptal yönündeki irade beyanının 2 yıllık hak düşürücü süre içinde açıklanması gerektiği,somut olayda da iptale ilişkin irade beyanı 2 yıl içinde ileri sürüldüğü anlaşıldığı gerekçesi ile davalı vekilinin itirazın reddine karar verilmiştir.
Hükme esas alınan Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 16/08/2017 tarihli maluliyet raporunda Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranı %25, 6 ay iş göremez olduğu belirlenmiştir. Hükme esas alınan rapor kaza tarihine uygun yönetmeliğe göre düzenlenmişse de davacının gelişen durumuna ilişkin bir tespit yapılmamıştır.
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargılaması sırasında yapılan ödemenin 28/10/2016 tarihli medeksper raporuna göre yapıldığı, maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunmakla birlikte, bu farklılığın maluliyet oranında zaman içinde ortaya çıkan gelişen durum olup olmadığı konusunda bir araştırma yapılması ve davacıya tazminat ödemesi yapan davalının hukuki durumunun, maluliyette gelişen durum olup olmadığı sorunu çözüldükten sonra kesin hüküm değerlendirilmesi gerektiği gözetilmelidir.
Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti’nce KTK 111/2.maddesine göre davalının itirazının değerlendirmesi hatalıdır. KTK 111/2.maddesi ancak davacının davalıya yaptığı başvurularda yapılan ödemeler için geçerli olmaktadır. Buna göre yapılacak iş; davacının İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesindeki davasından feragat ettiği tarihinden(22/05/2017) önceki ve sonraki eksik tüm tedavi evraklarının dosyaya teminin sağlanması, davalı … şirketinden hasar dosyasının getirtilmesi ve dosyada bulunan davacının %13 oranındaki maluliyetini belirleyen medeksper raporunun ile davacının dosyaya sunduğu %25 oranındaki maluliyet raporu ile karşılaştırılması, maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunduğu dikkate alınarak, iki rapor arasındaki bu çelişkinin giderilmesi ile oran farklılığının maluliyette artışı olarak kabul edilip edilemeyeceği (iki raporda maluliyet belirlemesine esas teşkil eden fiziksel ve fonksiyonel arazlarda zaman içinde gelişim olup olmadığı, feragat tarihi olan 22/05/2017 ile eldeki başvuru 21/12/2017 tarihleri arasındaki süreçte davacıdaki arazların gelişim gösterip göstermediği) hususlarında,kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre ATK İhtisas Kurulu’ndan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından gerekçeli,denetime elverişli ve kaza ile illiyet bağının kurulduğu rapor alınması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre; İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davada davacı vekili tarafından geçici iş göremezlik talep edildiği, dava sırasında tarafların anlaşması neticesinde davacı tarafından davadan feragat edildiği anlaşıldığından eldeki dosyada davacı lehine geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıdaki (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.