Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/10279 E. 2022/5016 K. 16.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10279
KARAR NO : 2022/5016
KARAR TARİHİ : 16.03.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı tarafın itirazının kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü
KARAR
Davacı vekili; 23/02/2016 tarihinde davalı … nezdinde … poliçesi ile sigortalı olan aracın yaya durumunda olan davacı ile çarpışmasına bağlı gerçekleşen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 45.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davanın kabulü ile sürekli iş göremezlik için 120.119,00 TL’nin 15/06/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı … şirketinden tahsiline karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine itirazının kabulüne karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Çalışma gücü kaybı zararının hesabında yaralanan veya malul olanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Zarar görenin kaza tarihi itibariyle mesleği ve geliri tespit edilmelidir. Kişinin herhangi bir işi yoksa, zarar görenin geliri asgari ücret kabul edilerek, raporun hazırlandığı tarihteki net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacaktır. Eğer gelirin asgari ücret üzerinde olduğu, bir başka anlatımla herhangi bir iş yerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde edildiği iddia ediliyorsa bunun ispat edilmesi gerekir. Ancak mahkeme bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır. Bu nedenle mahkeme, zarar gören asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia etmiş ise SGK’dan trafik kazasının olduğu tarihteki zarar görenin ücret ve tüm gelirlerini gösterir ücretlerini getirtmelidir. Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın, örneğin duvar ustası, sıvacı gibi sıvacı gibi belirli bir meslek icra eden kişilerden ise ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır.
Somut olayda dosya içerisinde yer alan belgelerden davacının kaza tarihi itibari ile hukuk fakültesi öğrencisi olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından aldırılan aktüerya bilirkişi raporunda davacının avukatlık yaptığı dönemde asgari ücretin ortalama 3,5 katı oranında ücret ile kazanç elde edebileceği kabulü ile hesaplama yapılmıştır. Davalı vekilinin Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına itirazı sonucu İtiraz Hakem Heyetince aktüerya hesabında TRH2010 yaşam tablosunun dikkate alınması gerekeceği gerekçesi ile yeni bir bilirkişi raporu alınmış bu raporda davacının gelirinin İzmir Barosunun tavsiye niteliğinde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınarak 3.250,00 TL olarak belirlenmiştir.
Davacının gelirine ilişkin olarak yapılan araştırma yetersizdir. Davacı vekili davacının avukatlık yaptığını iddia ettiğine göre davacının ne kadar gelir elde ettiğinin tespiti için emsal ücret araştırması yapılmalı, varsa maaş bordroları talep edilmeli, SGK ve çalıştığı işyerinden gelire ve ödemelere ilişkin belgeler getirtilmeli, kendi hesabına çalışıyorsa ilgili kuruluşlardan gerekli belgeler sorulmalı, gerekirse yeniden aktüer raporu alınmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Trafik kazasında bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Bu itibarla; tazminat hesaplamasında, TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş olmakla birlikte, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde PMF 1931 Tablosu’nun kullanılması gerektiğine ilişkin itiraz ve kabulü nedeniyle, tazminat hesabında PMF 1931 Tablosu’nun (TRH 2010 Tablosu’ndan daha kısa ömür süresi belirlediği halde davacı kabulü gereği) kullanılması gerekli görülmüştür.
Davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve İHH tarafından da karara esas kabul edilen aktüer raporunda; 01/06/2015 tarihli … Genel Şartları dahilinde, TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre ve işleyecek devre bakımından ise “devre başı ödemeli belirli süreli rant” formülü kullanılarak tazminat hesabı yapılmıştır. Tazminat hesaplamasında, yeni ZMSSGŞ ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni … Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir ki, esas alınan rapor bu yönüyle de yeterli bir rapor değildir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı için, TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve % 1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması gereklidir. Davacının talebinin PMF 1931 tablosu olduğu gözetilerek, TRH 2010 tablosu ve bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması ile yapılan hesabın PMF 1931 tablosu ve prograsif rant esas alınarak yapılan hesabı aşması halinde, davacının talebi de aşılmamak kaydı ile PMF 1931 tablosu ve prograsif rant esasına göre karar verilmesi gereklidir. Eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.