Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2020/3716 E. 2021/1412 K. 25.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3716
KARAR NO : 2021/1412
KARAR TARİHİ : 25.03.2021

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi

Davacılar … ve diğerleri vekilleri Avukat … ve Avukat tarafından, davalı … ve … aleyhine 10/08/2012 gününde verilen dilekçe ile muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01/03/2017 günlü karara karşı davalı … vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddine dair verilen 25/10/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Tebligatların nasıl yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nda düzenlenmiştir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Yasa’nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Aynı Kanunun’un “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer almaktadır. Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır.
Somut olayda; davalı …’a mahkemenin gerekçeli kararının Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapıldığı, tebligat evraklarında da bilgisine başvurulan kişinin adının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davalıya Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yukarıda izah edilen şekilde yapılan tebligatlarda, muhatabın geçici olarak adresten ayrıldığının bildirilmesi halinde bildirimi yapan kişinin kim olduğunun açık bir şekilde belirtilmesi gerektiği, aksine bir durumda yapılan tebligatların geçerli olmadığı, benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/12/2004 tarihli, 12-765 esas, 730 sayılı kararında ifade edilmiştir. Dolayısıyla davalı adına Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapıldığı anlaşılan gerekçeli karar tebliği usulüne uygun değildir.
Şu durumda; mahkemece davalıya yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca mahkeme gerekçeli kararının tebliğinin sağlanması, temyiz süresi beklendikten sonra gönderilmesi için dosyanın mahal mahkemesine geri çevrilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Dosyanın gösterilen nedenle ve yukarıda bildirilen şekilde işlem yapılıp, eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmesi için, dosyanın mahal mahkemesine GEEİ ÇEVRİLMESİNE 25/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.