Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2020/3504 E. 2023/4300 K. 23.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3504
KARAR NO : 2023/4300
KARAR TARİHİ : 23.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/6 E., 2019/133 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki şehit yakınlarına yapılan ölüm yardımı istemine ilişkin alacak davasında, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından duruşmalı olarak, davacılar vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; daha önceden belirlenen 15.09.2020 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı vekili … Demiryürek geldi, karşı taraf vekili gelmedi. Açık duruşmaya başlandı.

Kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, davacılar yönünden temyiz harç ve giderine ilişkin eksikliğin giderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesi sonrası eksikliğin giderildiği anlaşıldı. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar … ve … vekilleri dava dilekçesinde; müvekkillerinin müşterek çocukları … ‘nun 10.08.1982 tarihinde Çıldır ilçesinde devriye görevini ifa ederken Rus askerleri tarafından sınır dışından açılan ateş sonucu şehit düşerek vefat ettiğini, davalı vakfa yaptıkları ölüm yardımı başvurusunun, daha önce kendilerine 135.000,00 TL ödeme yapıldığı gerekçesiyle reddedildiğini ancak böyle bir ödemenin söz konusu olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiş; yargılama sırasında talebini ıslah dilekçesi ile 40.000,00 TL’sına arttırmıştır.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, vakfın şehit er ve yakınlarına kanunen yardım yapmasını emreden yasal bir hüküm bulunmadığını, davacılara daha önceden ödeme yapıldığını belirterek istemin reddi gerektiğini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 17.05.2016 tarihli, 2014/1281 Esas ve 2016/218 Karar sayılı ilamı ile, davacıların çocuğunun askerde 10.08.1982 tarihinde şehit edildiği, bu olayın üzerinden yaklaşık 34 yıla yakın bir zaman diliminin geçtiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72 inci maddesine göre tazminat isteminin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yılın geçmesi ile zamanaşımına uğrayacağı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 23.01.2017 tarihli, 2016/11373 Esas ve 2017/437 Karar sayılı ilamı ile ”…Davaya konu olayda zaman aşımı müessesi kendine özgü bir nitelik arz etmektedir. Her ne kadar mahkemece olayda haksız fiil zaman aşımı uygulanmışsa da olayın kendine özgü niteliği gereği davalıyı haksız fiil faili olarak nitelemek somut vaka ile örtüşmemektedir. Bu nedenle haksız fiil zaman aşımı süresinin uygulanması doğru olmamıştır. TSK Mehmetçik Vakfı kendi iç mevzuatında; vakıf tarafından bir defaya mahsus yapılan yardımlar arasında şehit olan veya herhangi bir nedenle hayatını kaybeden (intihar dâhil) erbaş ve erler için yapılan ölüm yardımını saymış, Yardım Uygulamasına Yönelik Usul ve Esasları belirlerken de 3. maddesinde bir kere yapılan ölüm, maluliyet ve doğum yardımlarının zaman aşımına uğramayacağını hükme bağlamıştır. Şu durumda; mahkemece uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dosyada mevcut bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; davacıların müşterek çocukları … ‘nun askerlik görevini ifa ettiği sırada 10.08.1982 tarihinde şehit edildiği, şehit olan davacılar murislerine ödeme yapıldığının davalı vakıf tarafından ispat olunamadığı, dava tarihi itibariyle şehit yardımının 40.000,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 40.000,00 TL ölüm yardımı ödemesinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar … ve … mirasçıları vekili ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; haklı olarak mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava dilekçesinde talep edilen faiz istemi yönünden herhangi bir karar verilmediğini, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının faiz yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacılar tarafından ödenmediği iddia edilen ölüm yardımının, davalı müvekkil tarafından ödendiğine ilişkin tüm delillerin mahkemeye sunulduğunu, dosyaya sunulan tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde, davalı … tarafından, şehit er … ’ya ilişkin, bir defaya mahsus ölüm yardımı yapıldığının çok açık olduğunu, bir çok kurum ve kuruluşun evrak saklama süresinin 10 yıl olduğu hususunun herkesçe bilinen bir durum olduğunu, TSK Mehmetçik Vakfı’nın, iç mevzuatı doğrultusunda yapılan yardımı inceleme yetkisine sahip olduğunu ve yardım yapmaya zorlanamayacağını, davanın haksız ve kötü niyetli olarak açıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Vakıf tarafından şehit yakınlarına yapılması gereken ölüm yardımının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesi delaletiyle mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, … İç Mevzuatı.

3. Değerlendirme
Dosya kapsamından, davacıların müşterek çocukları … ‘nun Çıldır ilçesinde askerlik görevini ifa ederken devriye görevi sırasında Rus askerleri tarafından sınır dışından açılan ateş sonucu 10.08.1982 tarihinde şehit edildiği, Türk Silahlı Kuvvetleri Vakfı İç Mevzuatına göre şehit yakınlarına ölüm yardımı yapılabilmesi için yardım yapılacak kişinin erbaş veya er olması ve ölümün 01.01.1982 tarihinden sonra gerçekleşmiş olması gerektiği, davacının çocukları … ‘nun da 10.08.1982 tarihinde şehit edildiği dolayısıyla yardım kapsamına dahil olduğu, her ne kadar davacılar vekili tarafından davalı vakfın dava konusu şehit yardımını ödemediği ileri sürülmüş ise de; davalı vekili tarafından dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı anne ve babanın davalı vakıfa başvurması sonucu … Genel Müdürlüğü’nün 10.05.1984 tarih ve 158 karar sayılı kararı ile, Vakıf Resmi Senedi’nin 3 üncü maddesi amacına uyularak Yönetim Kurulu’nca 1982 ve 1983 yılları için ödemeye esas kabul edilen 150.000,00 TL’sının istenen belgeler doğrultusunda % 40’dan 60.000,00 TL’sının babası …’ya, % 40’dan 60.000,00 TL’sının annesi …’ya ödenmesine, % 10’dan 10.000,00 TL’sinin kardeşlerine pay edilerek ödenmesine, geriye kalan % 10’dan 15.000,00 TL’sının aynı ödeme statüsü gereği Vakfın Sosyal Fonuna aktarılmasına karar verildiği ve davalı vekili tarafından Ziraat Bankası’na ödeme talimatı ile yardım parasının gönderildiği, bu ödemeye ilişkin banka dekontunun Ziraat Bankası’nın ilgili şubesinden istendiği, ancak banka tarafından evrakın saklama süresinin 10 yıl olması nedeniyle araştırılması istenen döneme ait bilgilere ulaşılamadığının bildirildiği, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan defterikebir’e ilişkin nüshada, yapılan ödemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayı ile kayıtlı olduğu ve bankaya gönderilen ölüm yardımının ölenin yakınları tarafından alınmaması durumunda davalı vakfa iade edildiğine dair herhangi bir bilgi ve kayıt olmadığı anlaşılmaktadır.

Şu durumda, davalı Vakıf tarafından ibraz edilen resmi yazı ve mevcut deliller kapsamında davacı tarafa ölüm yardımı yapıldığının sübuta erdiği anlaşılmakla; mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.

VI.KARAR
Değerlendirme bölümününde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,

2.540,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya ve davacılara iadesine,

Dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.