Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2020/3326 E. 2022/15137 K. 22.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3326
KARAR NO : 2022/15137
KARAR TARİHİ : 22.11.2022

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki gerçeğe aykırı gözetim raporu düzenlenmesinden kaynaklanan maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/04/2019 günlü kararın istinaf incelemesi davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istenilmekle, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme neticesinde tarafların istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile katılma yoluyla … vekili tarafından süresi içinde istenilmekle tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

K A R A R

Davacı vekili, meyve suyu konsantresi üretimi ile ilgilenen davacı şirket ile dava dışı Josef Huemer arasında 48 parça ikinci el makina ve ekipmanlarının satın alınması konusunda 25/06/2012 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre ödemenin akreditifle yapılacağının kararlaştırıldığını, akredifin ödenmesi için ibrazı gerekir belgeler arasında makinelerin sökülüp ambalajlandığı ve yüklenildiğini gösteren SGS gözetim raporunun da bulunması gerektiğini, akreditif bankasının SGS raporunu akreditif şartlarına uygun olduğunu incelemekle yükümlü olduğunu, müvekkili şirketin SGS raporu hazırlanması için davalı … isimli şirkete herhangi bir gözetim yetkisi vermediğini, tamamen satıcının talimatı doğrultusunda hareket edilerek gözetim raporu hazırlandığını, SGS şirketinin makinelerin sökümü, ambalajlanması ve yüklenmesini gözetlemekle yükümlü olmasına rağmen bu kapsamda bir gözetim yapılmadığını, akreditif ödemesi yapıldıktan sonra fabrika yetkilileri ile yapılan görüşmede söküm işlemlerinin yapılmadığının ifade edildiğini, bunun üzerine İsviçre Bölge Mahkemesinde mahallinde
yapılan tespitte makinelerden bir kısmının halen sökülmemiş halde fabrikada olduğunun tespit edildiğini, yükleme yapıldığı raporlanan makinelerin aradan iki yıla aşkın zaman geçmesine rağmen müvekkiline ulaşmadığını, SGS şirketi olan davalılar tarafından tanzim edilen gözetim raporunun gerçeğe aykırı olduğunun tespitine, gerçeğe aykırı olarak tanzim edilmiş SGS raporu nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararın tazmini gerektiğini belirterek 20.000,00 TL’nin tahsilini istemiş; ıslahla talebini 922.000 Euro’ya yükseltmiştir.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, akreditif ilişkisinde satıcıya ödeme yapılması için ibrazı zorunlu olan SGS gözetim raporunu tanzim eden şirketin davalı … olduğu, gerek gözetim raporu gerekse davacı vekilinin 05/07/2018 tarihli celsesindeki beyanı ile sabit olması ve her iki davalının rapor tanzim etmemesi sebebiyle SGS gözetim raporunu tanzim eden şirketin acentesi olarak kabul edilemeyeceği nazara alınarak, davalılar SGS Supervise Gözetme Etüd Kontrol Servisleri A.Ş. ile SGS Societe Generali Desurveıllance SA aleyhine açılan davanın pasif husumet nedeniyle ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda araçlara yüklendiği belirtilen makine ve tesisat değerinin 218.500 Euro olduğu, akreditif ödemesine konu malların hiçbiri davacıya teslim edilmemiş ise de, SGS gözetim raporu ile davalı …’nun tırlara yüklenen malların tamamının davacıya teslimini taahhüt etmediği, gözetim raporu ile sadece akreditif ilişkisine konu malların tırlara yüklenmiş olduğunu beyan ettiği nazara alındığında, teslim edilmeyen malların tamamından değil ancak tırlara yüklenmeyen fakat yüklenmiş gibi gösterilen mallar nedeniyle davacının uğramış olduğu zarardan haksız fiil hükümleri uyarınca sorumlu olduğu, ancak davacının dava dışı Josef Huemer ile akdetmiş olduğu 25/06/2012 tarihli sözleşmenin 4. maddesi ile makinelerin sökme işlemlerinin ve kurulum masraflarını kendisinin sağlayacağını ve kendi çalışanları ile işlemi gerçekleştireceğini taahhüt etmiş iken, bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu suretle zararın doğmasına ya da artmasına kendi kusurlu davranışıyla sebebiyet verdiği gözetilerek, davacının müterafik kusuru sebebiyle zarardan takdiren %30 oranında hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulü ile 400.729,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davacı vekili ile davalı … vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK 370/1. maddesi gereğince ONANMASINA, HMK 302/5 ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesine gönderilmesine, aşağıda dökümü yazılı 26,30 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına ve aşağıda dökümü yazılı 20.475,94 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı … ‘den alınmasına 22/11/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.