YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3171
KARAR NO : 2020/4014
KARAR TARİHİ : 18.11.2020
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Asıl davada davacı … tarafından, davalı … ve diğerleri aleyhine 02/12/2013 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi, karşı davada davacı … tarafından davalı … aleyhine 10/01/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda; asıl ve karşı davanın reddine dair verilen 28/01/2020 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma gereğince karar verilmiş olmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;Asıl dava, haksız şikayetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat, karşı dava ise; kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, … ilçe emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yaparken 23/02/2012 tarihinde ilçe emniyet müdürlüğü önünde nöbet tuttuğunu, bu sırada davalı …’nun ilçe emniyet müdürlüğüne geldiğini ve nöbet hususunda kendisini uyardığını, bir süre sonra anılan davalının, …’daki tüm polis amirlerinin katılımı ile yapılan toplantıya kendisini de çağırdığını, toplantı sırasında davalı …’nun nöbet sırasında söylemediği sözleri söylemiş gibi anlatarak diğer amirlerin kendisine kötü davranmasını teşvik ettiğini, bu sırada davalılar … ve …’nin de kendisine karşı bir şeyler söylediklerini, diğer davalılar ile arasında bir konuşma geçmediğini, akabinde toplantı salonundan ayrıldığını, bu olaydan bir kaç gün sonra toplantı esnasında kendisine söylenen sözleri tutanak altına aldığını ve tutanak içeriğini doğrulayan ses kaydı bulunduğunu söyleyince davalıların, … Cumhuriyet Başsavcılığına kendisi hakkında şikayetçi olduklarını, bu şikayet nedeniyle evinde arama yapıldığını, haksız yere disiplin cezası aldığını, ilk olarak … ilçesinden …’ya, …’dan da …’ne tayininin çıktığını, bu yaşananlardan kendisinin ve annesinin olumsuz etkilendiğini, böyle bir ses kaydı olsa bile amacının içinde bulunduğu ortamda kendisine söylenen sözleri ilgili makamlara ispat çabasından ibaret olduğunu, toplantı sırasında davalılar …, … ve … dışındaki davalılar ile arasında bir diyalog geçmemesine rağmen diğer davalıların da özel hayatlarının ihlal edildiğinden bahisle şikayetçi olduğunu, neticede Cumhuriyet başsavcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, tüm bu yaşananlar nedeniyle manevi zarara uğradığını, bu süreçte …’dan …’ya 9 ay boyunca gidiş geliş yapması nedeniyle ve ayrıca haksız yere kıdem cezası alması nedeniyle maddi zararının da oluştuğunu belirterek oluşan maddi ve manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalılar, yapılan şikayetin anayasal şikayet hakkı kapsamında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen ilk kararın Dairemizin, 06/02/2019 tarihli 2016/12806 esas ve 2019/518 karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, asıl davada davalıların şikayetinin somut emarelere dayandığı ve hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı, karşı davada ise manevi zararın ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.Bir davada mahkemenin veya tarafların yapmış oldukları bir usul işlemi nedeniyle taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğan ve gözetilmesi zorunlu olan hakka, usulü kazanılmış hak denilir. Bu nedenle, mahkeme kararının, Yargıtay ilgili hukuk dairesi tarafından bozulmasından ve yerel mahkemece bozmaya uyulmasından sonra, mahkemece, hükmün Yargıtay bozma kararı dışında kalarak kesinleşmiş olan kısımları hakkında yeni bir karar verilemez.Her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyulduğu belirtilmiş ise de, bozma ilamına aykırı davranılmıştır. Şöyle ki; mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk karar, davalılardan …, …, …, …, …, …, … ve … vekilleri tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 06/02/2019 tarihli 2016/12806 esas ve 2019/518 karar sayılı ilamı ile davalıların şikayetinin olağan kuşku üzerine yapıldığı, şikayetin somut emarelere dayandığı ve hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı gerekçesiyle temyiz eden davalılar yararına bozulmuştur. Davalı karşı davacı … hakkında asıl davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş ve davacı yararına da usulü kazanılmış hak oluşmuştur.Şu durumda; mahkemece asıl dava yönünden, davalı karşı davacı … hakkında, davacı lehine oluşan usulü kazanılmış hak gözetilmeksizin anılan davalı yönünden de asıl davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.