YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2718
KARAR NO : 2021/3862
KARAR TARİHİ : 29.06.2021
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Gönen (Balıkesir) Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki İlk Derece Mahkemesinde görülen trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasında verilen davanın maddi tazminat talebi bakımından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; istinaf isteminin kabulü ile yeniden hüküm tesisine, maddi tazminat talebi bakımından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili; davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın, müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan motosiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır biçimde yaralanıp malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere tedavi gideri, geçici ve daimi işgöremezlik için 2.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan … ve …’den müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında maddi tazminat yönünden davalı … şirketi ile anlaşma yapıldığını, davanın maddi tazminat talebi bakımından konusuz kaldığını beyan etmiştir.
Davalı …Ş. vekili; müvekkili sigorta şirketinin maddi tazminat hususunda poliçe kapsamı dâhilinde ve davalı araç sürücüsünün kusuru oranında, gerçek zararla sınırlı olmak üzere sorumluluğunun bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılardan … ve …, davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince; iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre maddi tazminat talebinin davalı … şirketi tarafından karşılandığı, bu sebeple maddi tazminat talebinin yargılama aşamasında konusuz kaldığı gerekçesiyle bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/10/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmaların yeri ve niteliği, olayın meydana geliş şekli, dosyadaki tutanak ve kanıtlar, gerektirici nedenler ve olayın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü dikkate alındığında davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının bir miktar düşük olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına, HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulması ile konusuz kalan maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 35.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/10/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK’ya eklenen EK-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2020 yılı için 72.070,00 TL’dir.
Eldeki davada davacının yalnızca reddedilen manevi tazminat yönünden temyiz istemi olduğu gözetildiğinde, davacı için reddedilen manevi tazminat tutarı olan 65.000,00 TL’nin, yukarıda belirtilen temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararı kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyizinin istenilmesi halinde, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi tarafından bu konuda temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, verilmemiş olması halinde Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilecektir. Bu nedenle, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 29/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.