Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2020/2300 E. 2022/11996 K. 12.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2300
KARAR NO : 2022/11996
KARAR TARİHİ : 12.10.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonunda; davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili, SGK Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünce davalıya emekli maaşı bağlandığını, davalının kurumdan emekli aylığı almaktayken Ankara 4. İdare Mahkemesinin 2009/588 Esas, 2010/826 sayılı kararının Danıştay 11. Dairesince bozulmasına istinaden emekli aylıklarının iptal edildiğini, davalı ve yakınlarına 01/02/2010-31/05/2015 tarihleri arasında müvekkili kurum tarafından ödenen yersiz sağlık giderlerinin iadesi amacıyla borç çıkarıldığını, 8.966,54 TL yersiz sağlık gideri ve 1.988,76 TL faiz tespit edilerek tahakkuk oluşturulduğunu ve davalıya bildirim yapıldığını, davalının ödeme yapmaması üzerine aleyhine Şanlıurfa 2. İcra Müdürlüğünün 2015/11119 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, takibin borçlunun itirazı üzerine durdurulduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, İdare Mahkemesinin 2015/665 Esas, 2015/631 sayılı kararından 6 ay sonra 23/10/2015 tarihinde müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, yani takibin başlatıldığı tarihte İdare Mahkemesince müvekkilinin lehine ısrar kararı verildiğini, müvekkilinin emekli maaşını almaya halen devam ettiğini, bu sebeplerle itirazlarının yerinde olduğunu beyanla davanın reddi ile %20 oranında tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ilamsız takipte yetkili icra dairesinin İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirleneceği, HMK’nın 6. maddesine göre, genel yetkili icra dairesinin davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesi olduğu, davalı borçlu vekilinin Şanlıurfa 2. İcra Müdürlüğünün 2015/11119 E. Sayılı icra takip dosyasına ibraz ettiği itiraz dilekçesinde, Şanlıurfa İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğini, borçlunun ikametgahının Şanlıurfa Bozova olduğunu, takibin davalının ikametgahı gereği Bozova İcra Dairelerinde başlatılması gerektiğini beyan ettiği, icra takibine konu alacağın yersiz ödemenin tahsiline ilişkin olup, yetkili icra dairesinin borçlunun ikametgahının bulunduğu yer icra dairesi olduğu, bu halde; HMK’nın 6. maddesi gereğince icra takibinin borçlunun yerleşim yeri olan Bozova İcra Müdürlüğünde yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun yetkiyi düzenleyen 50. maddesinin 1. fıkrasına göre, para ve teminat borçlarına dair icra takiplerinde yetkili icra dairesi, 6100 sayılı HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. 6100 sayılı Kanun’un 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı Kanun’un “Sözleşmelerden doğan davalarda yetki” başlıklı 10. maddesinde ise sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu hüküm de özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Sözleşmenin yerine getirileceği yerin tarafların açık veya örtülü olarak belirlenmediği durumlarda, şayet borç bir para borcu ise sözleşmenin ifa edileceği yer 6098 sayılı Kanun’un 89. maddesine göre belirlenecektir. Bu maddeye göre, borç bir miktar paradan ibaret ise ödeme, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde yapılır. Para borçları kural olarak götürülecek borçlardandır. Aynı zamanda para borcunun kaynağı önemli değildir. Para borcunun kaynağı, sözleşme olabileceği gibi, haksız eylem veya sebepsiz zenginleşme veya başka bir neden de olabilir. Bu durumda, 6098 sayılı Kanun’un 89. maddesi uyarınca bir para borcunun alacaklısının kendi yerleşim yerinde dava açmasında (veya 2004 sayılı Kanun’un 50. maddesi belirlemesiyle icra takibi başlatmasında) bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki itirazın iptali davasına konu alacağın, 5434 sayılı Kanun kapsamında yapılan yersiz sağlık giderinden kaynaklı para alacağı olduğu anlaşılmaktadır. Takip, davacı/alacaklının seçimine göre hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Davanın dayanağı icra takibine konu para alacağı olup, talep edilen borç 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesi uyarınca götürülecek borçlardandır. Davacı Şanlıurfa Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü olup, yerleşim yeri Şanlıurfa’dır. Borcun ifa edileceği yer itibariyle Şanlıurfa icra dairesi de yetkili olduğundan, davalının yetki itirazının reddi ile taraf delillerinin toplanıp işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde yetkisiz icra dairesinde takip yapılması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin temyiz isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA 12/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.