Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2020/2077 E. 2020/3044 K. 29.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2077
KARAR NO : 2020/3044
KARAR TARİHİ : 29.09.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar … ve diğerleri vekili Avukat …tarafından, davalılar …ve … aleyhine 08/08/2006 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/12/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı şirket vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalı şirket vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı … yönünden maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, diğer davacılar …, …, …, … ve …’nın maddi tazminat taleplerinin reddine, manevi tazminat taleplerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı … Paz. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili; 24/01/2005 tarihinde davalılardan …’nun sürücüsü olduğu aracın davacıların murisi … idaresinde bulunan araca çarpması sonucu davacıların desteği … ile birlikte dava dışı 4 kişinin vefat ettiğini, davalıların olayın meydana gelmesinde kusurlu olduklarını belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmişlerdir.
Davalılar; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece; davalı sürücü …’na ceza yargılamasında kusur izafe edilemediği gerekçesiyle beraat kararı verildiği, ilgili kararın Yargıtay incelenemesinden geçerek onandığı, davalı sürücünün kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen ilk karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine 17.Hukuk Dairesi’nin 05/12/2018 gün 2015/18542 esas ve 2018/11746 karar sayılı ilamı ile ‘’ceza mahkemesinin kusur değerlendirmesinin hukuk hakimini bağlamayacağı; davalı sürücünün de kazada kusurlu olduğuna dair birden çok raporun bulunduğu hususları gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.’’gerekçesi ile davacılar yararına bozulmuş; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davalı … Paz. Ltd. Şti. vekilinin ıslah zamanaşımı def’i reddedilerek davacı … yönünden maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne, diğer davacılar …, …, …,… ve …’nın maddi tazminat taleplerinin reddine, manevi tazminat taleplerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Islah, iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının istisnalarından olup taraflardan birinin yapmış olduğu bir usûl işlemini tamamen veya kısmen düzeltmesi olarak tanımlanmaktadır. Islah ile taraflar, dava sebebini, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilirler. Usûlüne uygun olarak açılmış bir davanın bulunması şartı ile davanın tamamen veya kısmen ıslahı mümkündür.
Zamanaşımı, borcu ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, doğmuş ve var olan bir hakkın istenebilirliğini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu nedenle zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK.’nun 133. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler sayılmış olup bunlardan biri de dava açılmasıdır. Davanın tamamen ıslahında dava baştan beri (dava dilekçesinden itibaren) ıslah edildiği için ıslah edilen kısım içinde davanın açıldığı tarihte zamanaşımı kesilmiş olur.
Kısmi davada ise zamanaşımı yalnızca dava edilen kısım için kesilir. Henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımı işlemeye devam eder.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesi uyarınca motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. 24/01/2005 tarihinde meydana gelen dava konusu olayda, davacılar 08/08/2006 gününde davayı ikame etmiş ve 24/04/2015 tarihinde ıslah yolu ile maddi tazminat isteklerini artırmışlardır. Davalı şirket vekili ıslaha karşı süresinde ve usulüne uygun biçimde zamanaşımı def’inde bulunmuştur.
Evvelce yapılan bozma kapsamına göre zamanaşımı defi’ne ilişkin herhangi bir inceleme yapılmamış ve bu nedenle zamanaşımı yönünden taraflar için usuli müktesep hak oluşmamıştır. Dava; trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle tazminat talebine ilişkin olup olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesinin birinci fıkrasında; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” ve aynı maddenin ikinci fıkrasında; “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında; ıslah edilen miktar bakımından yasada öngörülen ceza
zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu eylem suç niteliğindedir. Bu durumda, olay tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 455/2. ve 102/3. maddeleri uyarınca olayda uygulaması gereken zamanaşımı süresi 10 yıldır. Somut olayın 24/01/2005 tarihinde meydana geldiği ve 24/04/2015 ıslah tarihi itibari ile 10 yıllık (uzamış) ceza zamanaşımı süresi dolduğu, ıslah dilekçesinin zamanaşımı süresi dolduktan sonra verildiği görülmektedir. Açıklanan nedenlerle, ıslahla istenen miktar yönünden zamanaşımı nedeniyle red kararı verilmesi gerekirken kabulü yerinde olmamış bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; davalının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.